Küheylan
Renklerin cazibesi,
Gecenin gizi, Hainin eli, Çenginin dili, Albeniler...gel beriler... Kırk tebessüm; kırk hançerle, kırk yerinden vurdu sırtından Gündüzün cümbüşünde sürünmekte küheylan Neden geldi? Niye var? Aklının ermediği sırlar Kağıtlar, kalemler, Bir birini tutmayan kelimeler, deyimler Yazarlar... Çizerler... Ne yazarlar...? Ne çizerler...? Daha anlamadan cim-den dal-dan Laf kalabalığında boğuldu lafazan Gülün rayihası, Bülbülün yası, Çeldi aklını, Kaldı tası Dudağında mey damlası, Hele bir de oynak olunca yosması... Giydi urbasını kızılca kıyametin Kalmadı gözlerde zerresi haysiyetin Öyle bir aldandı ki seraptan öte Çatladı dudakları el ayak öpe öpe İmalar, serzenişler, Bakışlar, kaçışlar, yalvarışlar durmadan Boğuldu güllerin dikeninde kan revan Yordu yollar, yordu yıllar Bir küheylandı, oldu davar Sürüler içinde sessiz,bizar Koştu... Koştu yılmadan Dörtnal, tırıs, rahvan Ve Üç tahtalık sal üstünde kaldı küheylan Perihan Dirican |