Yelkenler Açtım
Büyüklerimden bilirim gidenin dönmeyeceğini
Bu yüzden dönmeni de beklemiyorum zaten Kendimle barışık biriyim artık ben. İnan ki Sensizken de zamana yenik düşmeyeceğim artık Bazen kendimle konuşuyor, gülüyor, eğleniyorum Bazen de yağmurlar yağıyor yüzüme şarıl şarıl Yürüdüğümüz caddelerde, sokaklarda Dinlediğimiz şarkılarda, türkülerde Konuşurken kurduğum cümlelerde, mimiklerimde Her yerde seni anımsıyor ve yaşıyorum Şu sıralar buğulanmış bir cam gibiyim sanki Kırılınca keskinleşen, silinince parlayıp açılan Bir mum ışığı misali sallanıp duruyorum sağa sola Melül esen rüzgâr söndürecek diye ürperiyorum Yeşil Ovalardaki ırmaklar ve nehirler gibiydik Anne sütü gibi tertemiz ve berraktık oysa Ben seni hep bir film artistine benzetir dururdum Huyunla, suyunla tıpa tıp aynısın der ve gülerdim “Hayır Hayır!“ sen özenle yaratılmış bir kar tanesisin Gökten ağır ağır yağan ve pas parlak bir kar tanesi Masmavi ufuklara yelken açıyorum artık Yüreğimi hiç söylemiyorum bile, o farklı evrelerde Ben denize açıldıkça, sen dalgalar çıkarttın karşıma Ellerim nasır tutana kadar çeker dururdum kürekleri Dalgalar savurur dururdu teknemi dört bir yana Çaresiz, bitkin, argın bir halde kaldım yapayalnız Zorlu yolculuğumuzda hüküm sürdün hep Hükümsüz birine hükmettin, hüküm sürdürdün Şimdi hüküm sürdüğün dostun fazlasıyla yorgun Yüksüz, hükümsüz bir ufka yelken açıyor Pişman değilim yüreğine yelkenler açtığım güne Kulak da asmayacağım uzaktan çalan senfonilere Anıları, hatıraları bir sonbahara armağan ediyorum Giderken senden son bir istekte bulunacağım Gözlerim şelale misali, kâğıdım şimdi sırılsıklam Yalvarırım bir nisan günü gelip de gözlerime bakma Telif haklarıyla korunmaktadır. www.mehmetkandemir.net |