Öksüzdür Diye
Yine hatrıma düştün, cefasını yine çekiyor mısralar
Yine şimşekler çakıyor, ıslatıyor yine kağıdı, kalemi Ah! Bu yağmurlar, bütün mısralarıma alet oluyorlar Kimi zaman ıslatıyor, kimi zaman yakıp kavuruyor Garipsemem ki marifetlerini, vardır belki bir bildikleri Hani önceki mısralarımda kağıda gelinlik demiştim Üzerine kara kalemlerle seni desenleyip çizmiştim Sonra kardan beyaz ellerine, bir Frezya iliştirmiştim İnan ki vuslatı sevmez artık bu kanatları kırık yürek İstemez yüreğinde çiçeklerin bitmesini, yeşermesini İliştirmez İlkbaharı hece hece, dize dize sözcüklere Poyraz rüzgâr yetiyor yürekteki koru alevlendirmeye Bekleme kanatlanıp pencerene pusacağım günleri Sokak lambalarına konup uzaktan seni izleyeceğimi Sanma eskisi kadar görkemli ve güçlü kanatlarım var Uçamıyorum ki artık ne pencerene, ne de yüreğine Dedim ya yine de içimde beni tutuşturan bir alev var Dedim ya hani poyraz rüzgâr yetiyor koru yellemeye Sen bakma böyle vuslatı kapımdan def ettiğime Bu dizelerden sonra bir efkâr düşmesin saf yüreğine Bu mısralar dilsiz yüreğimin bahtsız eseridir belki de Kim bilir, gün olur sende ıslatırsın nurdan gözlerini Bu sevda dizelerinin öksüz kalmış yetim hecelerinde Kim bilir, gün olur belki yine seversin öksüzdür diye Kim bilir, belki... .:: Mehmet Kandemir ::. |