SEN ANLAMAZSIN SEVDADANbiz seninle farklı iklimlerin farklı çocuklarını sevdik. sen elma şekeri sundun kirli saçlarını okşayıp geçtiğin yalın ayak çocukların gönül almanın eş anlamlısıydı ben sevginin en katran gecelerini bıraktım annesiz bulutlara yağdılar yetim gözlere sessizce. el açan minicik ellerdim ben savaşlarda kör olan gözlerim vardı yırtık pırtık üstüm de dizlerim kan revan çek ellerini başımdan kirlenmesin o naif ellerin. sana saraylarda oturduğun sıcacık minderlerden hava atmak makbuldü doğ desen güneşine ışıkların vurduğu yeri aydınlatırdı üstümden sevgisizliğin en kalın hırkası gölgelerde kalır üşürdü. harami gülüşlerin vardı en çok haram gönüllere uzanan sıcacık yatağında namusun gözleri şaşı kollarında yalan aşkların kırıntıları vıcık vıcık ’’seni seviyorum’’ kelimesi sessizce intihar ederdi alnında kurşuni geceler. bana bakıp kızgın suratlı endamını eskitme yenilikçi duygulara hazır değil bedenim şarap gibi sevgi umdum hayattan yıllandıkça demlenen tadı ağzımı bursa da yudum yudum nefsimi körelten saça düşen aklarla gönlümü okşayan bin bir gece masalı. sen anlamazsın bu türlü okşanmayı annesiz yüreğine çöreklenen soğukluk içini üşüttüğünden beridir ısınmaz sol yanın sağ yanına yatırırsın sevdayı. Ayvazım DENİZ |