NE DESEM BOŞyükleyip inat trenine geçmişin sancılı ağrılarını kalkma vaktini bekleyen yalnız yolcu misali gözlerin boş boş garı tararken o kadar gömülmüşsün ki yokluğuma üstüme toprak atacak elin bile üşengeç korkma o zaman raylara yatır bedenimi geç git üstümden. sulu sepken yağan yağmurda ıslanma heveslerin vardı bilirim o yüzden dilinde çıplak ağıtlar dolaşırdı mütemadiyen üşürdün ama söylemek ağır gelirdi diline susardın kör bir alıcı kuş gibi ne, ne aldığını bilirdin ne de kaybettiğini görürdün. sazsız sözsüz bir düğündü yüreğinin hengamesi gelin almaya giden damatlar gibi süslü sözlerin kemanın buruk nağmelerine karışır kırılırdı bana ulaşmadan akortsuz bir gidişti vesselam çaldıkça kulak tırmalayan yaralayan. hatırla ölümün kol gezdiği gizli düşlerin vardı en çok sarı suratlı hayaller parmak arası sigarayla tellendirilmiş yılgın bakışların aklına geldikçe delirme raddelerinden dönüşlerin sus sen çocuk ceplerinden misketlerin çaldığında da susmuştun söz gümüşse sükut altındı bozdur bozdur harca şimdi harca ki bana verecek bir pamuk şekerin kalmasın yüreğinde. bir vakitler hasreti kucaklayan ellerin vardı senin. hani mütemadiyen enden gülümseyen dudaklarından sevdayı uçuran sözlerin asılırdı dolu dolu düşerdi kapıma kendini kilitlediğin gözlerinde açılıp açılmayacağı belli değil diye küsmelerin vardı usul usul sis inerdi gönül dağlarına kaybolurdun ve sen en çok da benim yokluğuma ağlardın. bir ballı çörekti bana sunduğun yedikçe içi kaynatan tadı damakta kalan biraz yanık çokça leziz geri veriyorum sana dişlenmiş kenarları biliyorum dişlerimi sıkmaktan olsa gerek ne söylenir ki sevdayı terkeden adamın ardından. ansızın vurgun yemiş avcı gibi öyle bakma bana kendi yarattığın korkuluklara yaslanıp seyretmek nasıl oluyormuş gör istedim ki bilirsin her zaman sağlam olmaz yaslandığın duvarlar bir zaman sonra üstüne yıkılırlar. ve zaman rüzgarın nefesiyle birleşip günü gelince kulağıma adını fısıldadığında gönlüm dile gelip nasıl bilirdin sorusuna iyi bilirdim iyi bilirdim den başka ne dese boş. Ayvazım DENİZ |
saygılar sunuyorum...