1
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
1637
Okunma
Düşe kalka bir çocuk gibi
Mezarlıktan geçen gözlerimiz vardı
Kahve lekesi düşünce kefenimize
Sana son gülümseyişimi bile hatırlamıyorum
Konuşabilsen, uzanıp umursamazca bir bulutun
Göğsünde söndürecektim sigaramı
Ve akabinde turnalarla düzelterek aramı,
Kanatlarına mavi öpücükler konduracaktım
Kaç gecenin koynunda, kaç ağlayan yıldız saydık
Keşke, hiç susmasaydık
Elleri yoktu küfürlerimin
Ki siyah soyundurarak çırılçıplak bıraksın saçlarını
Yalandan da olsa
Lütfen, ağlamaklı bak gökyüzüne
Seni özlemek darağacında celladına sevdalanmak gibidir
Öl dediğinde ölmezsem eğer
Gözlerimi tükür
Keşke ikide bir gelmesen aklıma
Gittiğin yerde kalıp
Yakışıksız özlüyorum belki de seni
İçine sindiremiyor rüzgarlar belki çirkinliğimi
Belki de adımların tekmilinde ayrılığın
Ayıplayacakmış gibi bütün insanlar
Hülasa ne ben seni anlarım ne yüreğin beni anlar
Tereddütsüz süzülüyor turnalar bugün yalnızlığa
Kanatlarında masum bir hasret ezgisi
Ve ben tozunu silkeliyorum sessizliğimin
Zaten çok susmuştum
Zaten konuşabilsem cümleler küfürlere gebeydi
Dilim doğum sancılarına yatıyordu kan kızılı
Kundaklanmamış bu sevdanın ninnisi hiç söylenmedi
Ulufesi dağıtılan bu kentin
Gecesi intihar beyazı,
kuşları simsiyahtı oysa
Mezar suratlı kadınlardan ürperen
Karanlık delisiydim bütün şizofrenliğimle
Beni bir tek yıldızlar umursadı
Somurtkan ay ışığına küfrederken sen duymadın
Renksiz bir baharı gölgeleyen
Kan lekesi bulutlardan soluklanırdık
Yağmur saçlı çocuklar kadar masumduk oysa
Oysa,
Utangaç çehrelerimizin ardında
Boylarımızdan büyük yüreklerimiz vardı
Ve oysa,
Aşkın derin çizgilerinde masalsı ebabiller kanat çırpardı
Severken vurulduğumuz
Bu soğuk kentte
Kanımız hala sımsıcakken
Yüreğimi sen mi taşıyordun
Yarın, masalların kaf dağına göm beni
uytun ..........