HIZIR AŞK
Demli bir çay içmekti,
şu hayattaki tek lüksümüz; yanan bir sobanın kenarında, tavşankanı kıvamında ve pürüzsüz. Fazla bir beklentimiz yoktu hayattan; içimizde akan acıları doldurabileceğimiz bir barajımızın olmayışıydı tüm üzüntümüz. Ey sevgili, kalbin; ebedi mekânımızdır, bir saray kadar dar ve bir hücre kadar geniş bazen. Gözlerinde kaybolmaktır ve yine gözlerinde yaşamaktır tek sefamız. Haberin olmayan gecelerin adamı olduk, adamı olmayan gecelerin haberi… Dışını aydınlatmayan bir sokak lambası gibi yanıyorum ve ömrüm o gün bu gündür yollarında seferi... Geldi mi gitmiyor işte seni düşünmek, hangi rüya, hangi kâbus bölebilir sana olan sevda yanığımı. Bazen elden hiçbir şey gelmiyor, "Hızır" gibi bir aşk bizimkisi; "bir kere doğdu ya, bir daha ölmek bilmiyor" Muhammed Taha / 20 Şubat’08 |
sevgiyle kalın
yağmur