RUHUMUN BAŞKENTİ
Ey tarihin gördüğü en büyük Aşk, selam sana..
Canın sıkılır bazen Kopup gitmek istersin herkesten, herşeyden Koca dünya dar gelir hayallerine Bulunmaz halden anlayan bir dost Kendi cümlelerinle vurursun kendini Hem katilisin, hem ölenisin kendinin ! Ruhuna ilaç olacağı bul, bedenine değil ! Dağda, tepede, kırda, bayırda İster sus-pus ara, ister avaz avaz bağırda Seni en mutlu edeni bul.. Git işte, ne bileyim; Galata’ da bi " rastgele " çek tüm balıkçı abilere, Martılarla konuş, emin ol bi çok dosttundan iyi anlarlar seni.. Bir bardak demli çay, Üsküdar sahilinde KIZ KULESİNE bakıp, Bi minik hikayede sen uydur yeni sezon aşklara.. Ne bileyim işte; Yeni Camii’de güvercinleri besle diyet yapanları hariç, Pier Loti’den bu doyumsuz manzarayı izle, bi yanda Eyüp, bi yanda Haliç " Yaşamak güzeldir " de mezarlıktaki ölülere, Kimse ölmez bu şehirde, kimi toprak üstünde, kimi altında yaşar. En kralından bi poz çekin Ortaköy’ de, kimseden çekin’meden Hiçbir derdin yokmuş gibi yürü İstiklal’ de Hatta küçücük bir tabure satın alıp gelip geçeni izle, sıkılmazsın inan Beşiktaş sahiline in ara sıra, Şiir yazmaya zorla kendini; " Gözlerim açık diye mi dinleyemiyorum seni ey güzel şehir ? " Tüm feribot seferlerine binmeye çalış, Ama hep aynı martıları besleme emi, hepsine şans tanı Şans tanı; simit satan abiye, piyangocu amcaya Yanında oturup sesli sesli gazetesini okuyan dayıya Şu parçalı bulutlu havaya, şu göz kırpan güneşe, Şu MATmavi olmuş denize bile, Hepsine hepsine ayrı ayrı şans tanı; Hepsi senin için var çünkü, Sen kayıtsız, şartsız, beklentisiz bir kez tebessüm edebil diye.. Farkındayım, başkalaşıyor herkes, herşey En azılı hırsızlara taş çıkartıp; Hayat akıp gidiyor takvimlerden ömrümüzden gün çala çala AVM’ler kaplıyor önce güzel şehrimi sonra bizleri Çaylar poşetlik, sütler pastörize, yemekler dondurulmuş Ne yosun kokusunu hisseder, Ne kendi iç sesimizi duyar olmuşuz.. Bedenimizde ruhumuz, ruhumuzda bedenimiz başkalaşmış ! Kalpkaç’çılardan ziyade kap-kaç’çılardan korkmuşuz, Kendine bile hayrı olmayan kullardan vefa ummuşuz.. Sönmek bilmeyen ruh ocağımızda Yıllar yılı dertle, gamla, kederle, hayatla demlenip durmuşuz.. Ey güneş batışının en güzel olduğu şehir Ey martıların ana vatanı A benim RUHUMUN BAŞKENTİ güzel İSTANBUL, Biz Sen’leşiyoruz, Sen Biz’leşiyorsun Sen bizi unuttukça, yağmaladıkça, un ufak ettikçe Sen her gün biraz daha bizden gittikçe; Biz İNADINA yine de SENİ SEVİYORUZ İSTANBUL, dünden daha çok.. İlyas ŞENCAN 30 HAZİRAN’ 11 / PERŞEMBE / BURSA |