Kartepe'de, bir kış gecesi !
Kartepe’de,
bir kış gecesi, gökyüzü kasavetli, boşaldı boşalacak, kent soğuğu ve karı bekliyor, tuhaf bir işbirliği içinde geceyle, gecenin yanılgılarla dolu imgelemiyle... Buz kesmiş parmaklarıyla, alelacele sarıp sarmalıyor görünümlerle düşleri, bir yelpaze gibi kapatıp karanlığa katıyor, üst üste katlanmış donuk imgeler, anılar arasında biçimlenecek yepyeni, hiç görülmemiş, bembeyaz bir şafağı bekliyor. Sorun, bitmez dert, çile ve erteleme demek olan kara hazırlanıyor. Kötü bir şakaya, ya da bu Araf grisi tekdüzeliği kıracak bir serüvene hazırlanırcasına, bir işgale ya da bir felakete... Oysa ki gülüm, varsın yağsın kar, damlaların, tam tamına hangi saatte kristalize olacağını, kaç santim birikeceğini, kaç günde eriyeceğini biliyoruz artık. Bu, bitmeyen aşk bizim, bitmez tükenmez kış da bizim kışımız, bizim kış’ımızın karları biteviye yağıyor, tutuyor, iz bırakmadan siliniyor, tekrar tekrar... He kurban, bu zalim yağmalar, sanki daha gizli, daha soyut bir acımasızlığa, unutuşun acımasızlığına işaret ediyor, başlangıçlarla sonlardan, yeniden, en baştan başlayıp, bir daha sonlandırmalardan ibaret hayatın, geri dönüşsüzlüğünü, yalnızca bir tek kez’liğini gizliyor. Atilla Yüceak Şubat 2015 Araştırmacı Yazar -Şair |