Maiçoc -II-Şiirin hikayesini görmek için tıklayın "... bütün sanat eserleri belleğe dayanır. Belleği billursu hale getirmenin, somutlaştırmanın araçlarıdır. Bir ağacın üzerindeki bir böcek gibi, sanatçı da asalak gibi çocukluğundan beslenir. Sonra biriktirdiklerini harcar, yetişkin olur ve olgunluğu da son noktadır..." diyor Bergman... Katılıyorum."
demiş ERCAN KESAL, Peri Gazozu isimli kitabının önsözünde ve ben de her ikisine de katılıyorum.... Maiçoc yasadışı ütopyalar içinde kelimeler tamirhanesinde çıraktım o vakitler bir düş satıcısından tatlı düşler alıyor bir gerçekçilik ustasından acı gerçekler öğreniyor ve kombine ediyordum kombinasyon ülkeme… kuşların anayurdunun bağrımız ve yağmurların ham maddesinin gözyaşlarımız olduğunu yine o vakitler öğrendim göğe öykünen mavi şiirlerimin kanatlanması da bağrımdan bundan mütevellittir içinden aşk geçmeyen hiçbir şeyi sevmedim çünkü taşın bile bir aşkı olmalıydı toprağa hep böyle belledim ilkel bir yalnızlıktı aslımız çoğul türkülerimizle hasrettiğimiz yine aslımıza böyle zamanlarda sokakların yırtmacını araladım gülümsedim meydanlara dökülürken yağmurlarım avuçlarıma sonra dedim hep, sonra… ilkmiş gibi ve ertelenmiş takvimleri yağmaladım tarihin karanlığında ve ben en çok beni, bende sevdim bir kayboluşun eşiğindeyken tekrar var olmanın hazzıyla şimdi bak gözlerime Maiçoc Narcissus gibi gölde kendime bakarken ölmek istemiyorum çünkü ben de bilakis sende bulduğum bende ölmeliyim öleceksem daha büyütecek intihar çiçeklerimiz var ve küf polenleri toplayacağız onlardan kendi silahıyla vurulur tüm düşmanlar ve kendi mikrobuyla yok edilir tüm hastalıklar yaz bir yere Maiçoc! 14:30/13.02.2015/Sev_tap
|
Her zaman ki gibi çok güzeldin Sevtap Hanımcım.Yüreğim sesine tercüman olmuş değerli eserin.
Gönülden tebrik ederim yetkin kalemini.
Selam ve kalbi sevgimle.