Uzak durma öyle
bir sancı başladı içime düştüğünden beri
alnımda dindi rüzgâr bağrımda iz; yağmur dövmesi korku: kuruturum korkusu hazan dediğin ne ki sadece gül benzinin solması ölüm: ömrüm dediğin yaprakların sevgimden yoksun dökülmesi ben senin baharınım başak bereketli yazın son güzün kışa meyilli hüznün vakit umudu biçme vaktidir acının hasadı mevsim ötesi aldırma aynalara sırrı kendine kalsın mahkûm olsun yüzündeki çizgiler anlamsız gülüp de yorma kendini sussun artık gönlü hicrana salan ezgiler uzak durma öyle haydi, ’’beriye gel daha beriye’’ sokul içime ben senin baharınım başak bereketli yaz/ın ’’ben senim sen bensin işte’’ düşüncesi bile acı kalan ömrümün senden yoksun geçmesi hangi tohum ister ki düştüğü yerde kurumayı canda can bulmak değil mi toprak denilen dosta köklerin sarılması (günbatımı düşleri...sy.24) Arap Kurt |