Savaşın Çocukları
Güneşi...
Bir başka doğuyor, Mutlu diyarların..! Işıl ışıl gözleri O şanslı insanların.. Oysa... Bir lokma ekmeğe, uykuya hasret, Savaşın çocukları.! Onlar için yarın yok, Bitmiş, tükenmış umutları... Yeni bir güne güneş doğarken.. Suçsuz günahsız ölümdür bütün korkuları..! Bu ellerde.. Kan, barut ve zulüm kokar.. Mahsun eser, sabah ruzgarları. Hani bu diyarların, Gamsız, kedersiz göçmen kuşları, Hani nerde o, özgürce kanat çırpışları Duyulmuyor artık.. Leyleklerin tanrıya yakarışları..! Kavrulmuş yapraklar, Sanki.. Kan ağlıyor bütün ağaçlar.! Birazdan.. Yer gök inim inim inler, Göz gözü görmez, sisten dumandan. Yağar yağmur gibi... Ölüm kusan mermiler, şarapneller. Çöker cehaletin üstüne, Cehennemden düşen, o kızgın ateşler... Ah o zalim, gaddar, acımasız insanlar. Kan kızıllığında o kalın perde, Görünmez olmuş, görünürdeki umutlar..! Bu nasıl bir kindir, nasıl öfkedir. Bu nasıl bitmez, bu nasıl tükenmez bir mermidir.. Durmadan sürülür namlulara.. Ne yiğitler, ne bebekler, ne insanlar can verdi. Kefensiz girdiler kara toprağa..! Sinsice bir uğraş var.. Yıllarca akacak bu kan, bitmeyecek bu sömürü düzeni Öyle bir kör kuyu´ki; baksan da görülmez dibi..! Bu kaçıncı beyaz güvercindi vurulan. O bembeyaz kanadı, Al kanlara bulanan.. Bu kaçıncı zeytin dalıydı, Gagasından düşen, ateşlerde kavrulan..! Mahmut M.Özdemir 05.08.2014 |