GÜNEŞİN OĞLUsen gönlümün arka sokaklarını aydınlatan kem gözlerden saklamaya çalıştığım güneşin oğlu şimdi rutubet kokan duvarlarım senin eserin artık cenabet nefesini çek üzerimden ki onlar değil mi şiirlerimi soluksuz bırakıp öldüren. annemin küçükken anlattığı bir varmış bir yokmuş diye başlayan her masalımın beyaz atlı prensi saymak gafletinde bukunurken nereden bilirdim devlerin arasından korkak bir sıçan gibi kaçacağını ve yere düşürdüğün dudaklarımın al/ı mor bir dağ sümbülüne dönüşürken yalnızlığın soğuk nefesini tam enseme üfleyeceğini gelincik gibi boynumu bükeceğini. yüreğinde nice patlamaları avuç avuç biriktirip yüzüme tüküren karanlık gölgene her adımda geri dönüp bakıyorum öfke fırtınalarına siper ettiğim gözlerim buğulu soğuk bir kış gecesi yolcu otobüsünün camından bakar gibi bakıyorum sana geçtiğim yollardaki yalnız ağaçlar gibisin öfkeli yüreğinden öpmeye her yanaştığımda inmeye korktuğum son durak gibi. suçlayan kelimeler uçuşur semaya karanlık bulutlar giyinip üzerlerine sulu sepken yağarken bilemezler ah onlar da bilemezler günahsız bir güvercinin nasıl taklalar atarak konamadığını kamçı gibi inerler yüreğime kanatırlar, ağlatırlar. uzaktan uzağa batan günün son ışıkları gibi batıyorsun gözlerimde geride bir tutam hüzün bir tutam pişmanlık sen sevmeye doyamadığım güneşin oğlu affet beni. Ayvazım DENİZ |
Eşkıya dilim, kaçarken kovaladığım, kovalarken kaçtığım sen.
Gözlerinle sürdüğün bir garip yolcu ben
Gitsem içim yanar. kalsam sen ve ben
Ölmek böyle bir şeydir severken
Öldüm, öldürdün yine
Sevgiden mi?
Aşktan mı ?
bilemedim hangi nedenden !
Tebrikler Dostum ....
saygılar,sevgiler