kuyruğunu dik tutan kediyim köpeklikler karşısında cama taş atıp kaçan çocukların telaşını taşımıştım oysa hep bohçamda
bir karanfil kırılması bu inceden doğaç bir türkünün dilden dile yayılması hüzün tadında
ibret-i alem için tüm yaşanmışlıklar şubat ayından mayıs ayını kaçırma heyecanı mesela ve mesela dil dile bakışıp göz göze konuşma oynaşı
annemin genç kızlığa adım repliği sallanan küpe halâ kulaklarımda racona tersti oysa dişilik ağır abla oyunlarında merhametten kim ölmüş ki ulan! ben de öleyim? derken; merhametsiz gülüşlerin kucaklarında kaldı dudaklarım!
hey be! gözünü sevdiğimin akrostiş şiirli günleri beş taşım vardı benim şimdi beşi de havada yerde kalan sadece çocukluğum!
bak sevgilim için, içimden geçiyor ve biliyorum yine başın dönüyor büyüdük artık çıkart ellerini çocukluğunun ceplerinden sen de at misketlerinin hepsini havaya!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bir Karanfil Kırılması şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bir Karanfil Kırılması şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
zamanın bize öğrettiği en güzel şey içimizde yankılanan sesin hep çocuk kaldığıdır... bir yerlerde özlemle aradığımız ve boşluğunu hissetiğimiz en büyük kayıp yine kendimiz değil miyiz aslında.. lavtadan çıkıp dağılan sesin yankılarında yahut da bir şiirin uyaklarında inatla peşinden koştuğumuz yitirilmiş bir zaman dilimi değil miyiz biz.. belki de sırf bu yüzden şiirlerin hiç bir zaman sonu olmayacak, başlangıca dönmenin imkansız olduğu gibi.....
Büyük parlak misket benim ise Ve illaki mızıkçılığı ben yapacak isem Hem buralar ta oradan ti oraya kadar bizimse Kısacası ben yenecek isem Ya da masuscuktan yenilme ücretimi alacak isem...; Oynamıyorum :))
Parmaklarımız topraktan çatlasın ve mümkûnse kanasın
Soğuktan büzüşüp ellerimizi hohlaya hohlaya ısıtamayana kadar
Ve kedilerin kuyruğuna teneke bağlayan çocukları haraca bağlayana kadar
Ben varım :)
Şiire laf atamadım, çok güzeldi yine şairim. Selam ve sevgi ile
bazen bazı yorumlar beni gülümsetir, bu da onlardandı :) buraları bizim ta buradan ti oraya kadar...hem en büyük taşımı havaya attım ben, sen de en parlak misketini kap da gel, gelmezsen billahi ben de oynamıyorum :)))
Yok , dikkatsizliğimden değil, galiba dedim zaten . bunu bilerek te yapmış olabileceğiniz ihtimali ile Demekki hiç kullanılmayınca kullanılmıyormuş öğrendim sayende :)
sakın yermek için yazdığımı düşünme anlamak için yazdım valla :))
Yine de, içimizdeki çocuk direniyor işte..
Beş taş gülümsetti beni..Çocuk ellerim geldi gözlerimin önüne..
/ Beşi de havada..
Yerde kalan sadece çocukluğum../
Ne diyeyim ki..
Yine çok güzel..
Yine bir yerimden yakaladı beni sözcükler.
Savurdu çocukluğuma..
Tebrikler güzel kalem..
Sevgiler, selamlar..