SEN BİR ÖMRE BEDELSİN
Zeynep Kamil Hastanesinde geldin
Dünyaya bir gece vakti. Attığın gür çığlığa karıştı doktorun müşfik Sesi. Aslan gibi bir kızınız oldu. Dedi. Seni havalara kaldırırken. Gülümsedi. Sevincime bir sevinç daha eklendi. Öğrendim ki; Oturduğumuz sokağa adını veren Yusuf Kamil paşa Ve eşi Zeynep Hanım imiş. Hastaneyi yaptıran kişi. Adı Vuslat olsun dedim. Bu çok ağlayan bebeğin. Anlamı hem çok derin hem manidar Ve şiirseldi bu ismin. Sen bana en değerli ödülsün KIZIM. Emekledin baba ocağında. Elin değdi sönmüş sobaya. Attın ilk adımını tay-tay durmadan daha. İlk sözlerin bir şarkıydı. Yüzünü görmediğin o şefkatsiz babaya. Sen bana nağmelerin hüznüsün KIZIM. Geçmedi boğazından asla baba ekmeği. Ne de bir başkasının bir küçücük emeği. Oyuncağın olmuştu uçuşan kar taneleri Sen bende onurun adısın KIZIM. Yaşamın yükünü vurdun omuzlarına. Utandın düşürdüğün cüzdanını alırken Yerden. İncinmedi ne bir karınca ne yaprak Senden. Sen bana insanlık tacısın KIZIM. Vuslat Öğretmen oldun tahta başında. Girdiğin her kapıdan ışıklar saçtın. Sevildin. Sayıldın. Dualar aldın. Doğan çocuklara verildi adın. Sen bende bitmeyen şarkısın KIZIM. Ben razıyım. Dilerim Rabbim hoşnut olsun Vuslat kulundan. Güldürsün yüzünü tutsun elinden. Bir an olsun O’ nu düşürme dilden. Her iki cihanda aziz ol KIZIM. |