Sokaklar kart postal rengini yitirmiş Hadi kalk gidelim buralardan Kangren olmuş düşünceler Baş döndürüyor zalimlikler Neden diye sakın sorma, bakıp ardına Gül bahçelerinde sen oynarken Çürümüş beyinleri kemirir kurtlar
Tepeden tırnağa çiçek açmış suretin Dökülür yüzünden doyulmamış gülüşlerin Avuçlarının içi dua dolu, bak Üstünde kanat sesleri Sen hiçbir kötülüğü bilme Uç, kadife mavi özgürlüğe doğru Nasıl anlatılabiliriz ki sana Hiç kimseye kalmayacak Kırmızı dağınık saçlarını okşayan toprak
Küçücük başını cennete bıraktın Ölüme bu kadar yakındın demek Üzerinde yürüdüğün, şimdi uzandığın toprak Kaldıramaz seni utanır kendinden Kabullenmez gördüğü bu vahşeti bu dehşeti Bismillah diyerek Sığındığın Rabb’inin vardır ya bir hikmeti Açmasın artık mavigüller göklere doğru
Hadi git Git durma çocuk Duaların kabul olduğu yere Göklerin kapıları açıktır Uzan masum minik ellerinle Uzan gelecek sonsuzluk sinesine...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
_Hadi git çocuk şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
_Hadi git çocuk şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şair ve Yazar Yavuz Bülent Bakiler’in yurdun çeşitli yörelerinde verdiği konferanslar, radyo ve TV larda yaptığı konuşmalar neticesinde sesi kısılır. Ses telleri arızalanır, öyle ki, bir ara, hiç ses çıkaramayacak durumlara düçar olur. Ameliyat olur,arıza giderilir.
Kısa sürede konuşması da düzelir. Ancak, bu arada, fazla konuşmasından dolayı yüzünün sağ tara- fında bir de kısmî felç oluşmuştur. Bunu gidermek için, ayrı bir tıbbî müdahaleye muhtaçtır. Bir yakıniyle birlikte, bindikleri araba ile hastahaneye giderlerken çep telefonu çalar. Arayan, arkadaşla- rıdan Şair Nurettin Uytun’dur hal hatır sorup, Bakilerin sağlık durumunu öğrenmek istemektedir.Yavuz Bülent Bey durumu izah eder ve hemen Nurettin Uytun’a hitaben: Nurettin Bey, Hocam hep senin yüzünden oldu. ‘ Hep sağdan konuş, sağ konuş, sağdan konuş’ deyip durdun. Ben de sağdan konuşa konuşa bu hale geldim, diyerek nükteyi patlatır.
Nurettin Uytun ise: Sayın Bakiler, bu deyişiniz bana, Merhum Alparslan Türkrş ile Merhum Serdengeçti Osman Yüksel arasında geçen bir diyaloğu hatırlatmaktadır. Müsaadenizle anlatayım, der ve şöyle anlatır: Alpaslan Türkeş hastahanede yatmakta olan titreme hastası (parkinson) Serdengeçti’yi zıyaret eder. Hal hatır sorup sağlık temennisinde bulunur. Hastalık sebebini öğrenmek isteyince
Serdengeçti aniden ‘Sizin yüzünüzden oldu!’ der. ‘Türkeş, ‘Bir kabahatımız mı oldu Sayın Yüksel’ der, Serdengeçti hemen nükteyi patlatır ve Daha nolsun Albayım : ‘Ey Türk, titre ve kendine gel !’ dediniz, ben de titremeye başladım. Ama, bi türlü kendime gelemiyorum!’ cevabını verir.
Bunu dinleyen Şair Yavuz Bülent Bakiler, ikinci nüktesini patlatır ve: Aynı soydanmışız, der.
Derleyen:
Erenköy/İSTANBUL: 02.04.2014 Mustafa Alper Tunga Uytun
.............................. Saygı ve Selamlar...
Okudukca düşündüren güzel bir şiirdi Kutluyorum kalemi severek okudum Yüreğin var olsun ______________________________________________Saygılar selamlar
Siirin konusu, hikayesi seni derinden etkilemisti bacim. Bunu bilen hisseden birisi olarak kaleme alisin vefan, sevgi dolu olusun ve hep cocuk yaninla hayatta onlara yureginde daima yer verisin bana da yabanci degil. Onun icin seni bir kez daha takdir ettim guzel yurekli bacim. Yureginden opuyor, iyi ki bendesin diyorum ve seni seviyorum anamin kokulusu...
Sokaklar kart postal rengini yitirmiş Hadi kalk gidelim buralardan Kangren olmuş düşünceler Baş döndürüyor zalimlikler Neden diye sakın sorma, bakıp ardına Gül bahçelerinde sen oynarken Çürümüş beyinleri kemirir kurtlar
Düşündürücü çok etkieyici bir şiir.Daha önce de okudum yorum yapamamıştım.
Duyguların dizelere aktarımı harika olmuş.
Beğeniyle okudum.Kaleminiz var olsun.Selam sevgiler.
Hep Senin Yüzünden Oldu
Şair ve Yazar Yavuz Bülent Bakiler’in yurdun çeşitli yörelerinde verdiği konferanslar, radyo ve TV larda yaptığı konuşmalar neticesinde sesi kısılır. Ses telleri arızalanır, öyle ki, bir ara, hiç ses çıkaramayacak durumlara düçar olur. Ameliyat olur,arıza giderilir.
Kısa sürede konuşması da düzelir. Ancak, bu arada, fazla konuşmasından dolayı yüzünün sağ tara- fında bir de kısmî felç oluşmuştur. Bunu gidermek için, ayrı bir tıbbî müdahaleye muhtaçtır. Bir yakıniyle birlikte, bindikleri araba ile hastahaneye giderlerken çep telefonu çalar. Arayan, arkadaşla- rıdan Şair Nurettin Uytun’dur hal hatır sorup, Bakilerin sağlık durumunu öğrenmek istemektedir.Yavuz Bülent Bey durumu izah eder ve hemen Nurettin Uytun’a hitaben: Nurettin Bey, Hocam hep senin yüzünden oldu. ‘ Hep sağdan konuş, sağ konuş, sağdan konuş’ deyip durdun. Ben de sağdan konuşa konuşa bu hale geldim, diyerek nükteyi patlatır.
Nurettin Uytun ise: Sayın Bakiler, bu deyişiniz bana, Merhum Alparslan Türkrş ile Merhum Serdengeçti Osman Yüksel arasında geçen bir diyaloğu hatırlatmaktadır. Müsaadenizle anlatayım, der ve şöyle anlatır: Alpaslan Türkeş hastahanede yatmakta olan titreme hastası (parkinson) Serdengeçti’yi zıyaret eder. Hal hatır sorup sağlık temennisinde bulunur. Hastalık sebebini öğrenmek isteyince
Serdengeçti aniden ‘Sizin yüzünüzden oldu!’ der. ‘Türkeş, ‘Bir kabahatımız mı oldu Sayın Yüksel’ der, Serdengeçti hemen nükteyi patlatır ve Daha nolsun Albayım : ‘Ey Türk, titre ve kendine gel !’ dediniz, ben de titremeye başladım. Ama, bi türlü kendime gelemiyorum!’ cevabını verir.
Bunu dinleyen Şair Yavuz Bülent Bakiler, ikinci nüktesini patlatır ve: Aynı soydanmışız, der.
Derleyen:
Erenköy/İSTANBUL: 02.04.2014 Mustafa Alper Tunga Uytun
.............................. Saygı ve Selamlar...