sen sandım
Gözlerimden okunur yetimliği İstanbul’un
Sokaklarıma giyinir gri elbisesini Sözcüklerini dalga misali vurur dilime Kokusuna katık olur fukaralığım Bugün senden bahsettim İstanbul’a Elimde maltepe sigaram Çarşambasına denizi kardım Ayağımda eskimiş kaldırımları Gözün aydın olsun Yine seni fısıldadı rüzgar kulağıma Bir serçe konmuş pencereme Donmak üzereydi aldim onu yüreğime Sen sandım Geldin sandım İstanbul balık ekmek diyor kadın Dudağında uçuk pembe ruju Sırtında hafifçe kamburu Tezgahına dizilmiş martıları |