Dudaklarımdan ölüyorum
Toprak denizi sevdi, ateş çamuru.
Kaldırımlara bıraktık yollarımızı birleştirsin diye. Güneş aynı ama gece farklı bu saatler de. Herkes uyuyor bu saatlerde. Ben hala sana uymuyorum. Masada ki kalem uyumuyor. Gök gürüldüyor, Şimşekler kısa süreli aydınlatma seansı gerçekleştiriyor yer yüzüne. Yer yüzü parlıyor. Gözlerim kamaşıyor. Bir cümle daha kanıyorum. Sonra, Sigaramın külüne asıyorum kendimi. İlmiği boynumdan geçiriyorum parmak aramda ki sigarayla beraber. Ve tabureye tekmeyi, Bir nefes daha alarak başlatıyorum. Dudaklarımdan ölüyorum.. Adil Karaoğlu |