Aşk İçinde Gizlenen Ölüm!Seherin ilk ışıkları o kadar sessiz ve asude Bir şekilde inkişaf ediyor ki yeni bir güne başlamanın Sancısını, heyecanın sunduğu yelpazeyle sinelere doluyordu. Bir muammanın Ummanlaştığı sır perdeleri Her bir ışığın umut aşılamasıyla bir bir berraklaşıyordu adeta. Umutlarımız var olduğu sürece, Sürükleyen bir aşkın seyri âleminde, nasibin Her katresinde nedamet halimize nüfus ediyorsa Akide merhalemizde muhakkak bir yozlaşma vardır. Bir sabinin teslimiyetinde ki berraklık, Ruhi dirliğimizde kalbin sahibine karşı her an var olmasıyla kaimdir. Gönül bir cezbeye muttali olduğu vakit Neyi görür, kimi dinler, neleri arzular, nelerden vazgeçer… Aşkın namütenahi esrarı karşısında, Nefsin perişanlığı yaşamasındaki gerçeklik gibi… Suyun dalgalar halinde seyretmesi, Sahilin sessizliğinde bir umut aralaması, martıların Durmak bilmeyen nidası karşısında, kemaninin hicran şarkısı olacaktır. Dallar üzerinde şakıyan kuşlar, Hazanın kokusunu alan yapraklar, ayın ışığında Can hıraş serencamlar, hissiyatın yelpazesinde nükseden Nazarlarla sanki daha da anlamlılar. Akan gözyaşları ne çok şey anlatıyor Meğerse anlama özürlü olmayanlar için. Hislerin tanınma sürecinde melal içinde Var olan itminanlık o denli kuvvetlidir ki idrak edene! Gelinen yaşın bıraktığı izlerde Gizlenen sırlar, ahir için elde kalan tek vesikalardır. Ruhun vuzuha ermesini bekleyen bir güzellik, Bilinmesine rağmen bazen hoyratça, bazen bir titreşimle, Bazen alaca karanlıkta ve bazen de aşkın umutlarında kapımızı aniden aralar. Kasların kuvveti ve kudreti nasıl bir Göstermelik ve işin gereği lüzumu hasletse, Kalbin yağlanması sağlık bakımından tehlikeliyse… Vicdanın berraklığında ki isteklerde düşüncenin mefkûreye Dönüşmesiyle ancak mümkün olan bir değerdir. Aşk kalbin, ölüm ruhun vazgeçilmezidir. Zevkler bireyin kültüre göre Anlamlı kazanacağından, hevesler nedenli önemlidir. Korkularımız ölüme bu kadar yakınken Neden gereğinden çok daha fazla önemli olan değerdir… Karıncada, kanatlıda, sürünen güzelde, Sinede ki enenle bir muhasebe her vakit yapılınca… Kefen senin en yakınında ki aşka Selam gönderdiğin en nadide olan güzelliktedir… Yaşarken ölmek ve öyle çürümek, Ön yargılarla mevcut bağnazlığı öncelemektir. O vakitler sevgi o mekânı terk eder, Şekliyet melalleri ihata ederek nefsi önceler. Sadece lisanı aşk avuntular içinde Fırsatçılığa ve tatminliğe doğru hızla seyreder. Ruh aldığı yarayla, kalbin karalıyla, Destanlar yazsa da sadece kadehlerin içindir. Aşk ölümle iç içe olan bir güzelliktir, Çünkü o en yüce olan Cenabı Hakkın emridir. Bu güzelliği bilen bilir zira bilmek bir erdemdir. Bilmediğini bildiği halde onu gizleyen bir hederdir. Aşk insan içindir. Nisa güzelliğin en kadim değeridir. Onu anlamayan insani değerlerden yoksun olan biçaredir. Toprağın özünde buluna aşka yabancı olan, yaprağın sunduğu senfoniyi asla anlayamaz. Kuşu kafese hapsederek, Hürriyetten ne anladığını ayanı beyan eder. Hak olan bir dil, sevgiyle gül, güzellikte tefekkür, İnsan için arz edilen teşekkür aslolan bir değerken Bundan sarfı nazar etmek insan için en büyük kötülüktür. Mustafa CİLASUN |