...şiştikçe şişmiş traverterler gibi çeşme,ayazı sayılmazsa pamukkale’deyiz sanki
her taraf su duluyken,sığırcık misali kümelendik kıyısına,diyerek bir yudumuna belki
post bıyıklı adamlar,stalin ikizi gibi,belleri palaskalı,burunları buharlı,dersin alaska’lı
cılız görünce beni,gülerek postlarının altından,çekildiler yavaşça, zoraki hürmetli
mekanik derecede eksi ellilerde atmosfer,yarım matara su kaptım,ancak dayandım
yirmi dakika bekleyeceğiz,herşey intizam ve dakik,bağırdı gene belalım,tut ellerimi



yarı ıslak tuttum inci’nin ellerinden,yüreğimde ateş ellerim buz,iyi değil sonumuz
bir kulubeye doğru çekti beni,duydun mu dedi hiç lenin’i,değil ama konumuz
bu mekânda rüyalarına yatarmış,işçinin köylünün,yoksulun,emekçinin dul’un
hem kırım milliyetçisi bu inci,hem kominist,farkeder mi,yolcusuyuz aynı yolun



patates patates,her köşe başında kocaman kazanlar ve başında yapılı kadınlar
almak isteyerek vardım birinin yanına,dolayarak lahana yaprağına,uzattı bana
üşüyorum,ellerim yansın istedim,inci uzatarak ederini,gitmesin dedi senin manatlar
kıyamet kopsa ne yazar,keşif dışı alemdeyiz,gün küskün demlere,yatıda daim bulutlar
eski odun ardiyeleri gibi,yığın yığın,dizi dizi,istiflenmiş buz denizi menşeyli balıklar
dalarken kırağı oynaşmalarının dansına gökyüzünde,düdük çaldı,yürüyor katar



caysam mı dedim acaba,koşarken katara doğru,bu onyedi günlük yoldan
ağır aksak adımlarla,yürüdü herkes,negatif resimler gibi,onlarca koldan
çeşme başı sakinlerinden dördü beşi,kıs kıs gülerek yanaşmaktalar arkamızdan
kadın fak’ına basmak üzereymişim bilemedim,inci’nin ellerine yapışmış ellerim
bıyığı buzlu,botu sarı mahmuzlu,başı çeker,onlar güler ben gülerim




sibirya,ne kitaplara sığar ne de döküm namluların ucunda yanar
cam kesiği yarasından dem vururken nice şairler,buz kesiği yarasından ne anlar
uykuya dalmış kırım kızının,lotuslar açıyor gözlerinden,rengi derinliklerinden aral’ın
arsına dalmışız,iz düşmemiş yol geçmemiş,alabildiğince beyaz gelinlikler giymiş dağların
tuz mu beyaz kar mı deseler,taraf olurum gözlerimden akana,acılığını karın aklığına sayarım
katar camından sızan ay ışığında,inci’nin sümbül ellerini,akıp giden demlerimi hesaplarım










kasım