sen gel/diğinde..sen gel/diğinde dağlarına bahar gelir ülkemin avuç içleri kınalı kızlarımın yüreğine düşer üç noktaya gizlenmiş mektuplar… sen geldiğinde. nabzı atar, yüzü güler terli rüyalardan uyanan çocuklarımın… dal / boyun eğmez şiddetine rüzgarın ve kök bırakmaz yaprağını sen geldiğinde. annelerin pür telaş uykularını aralar yolunu kaybetmiş bütün çocuklar ki ellerinden tutar sabahlarımın masmavi bir kaftana serilir gök/yüzüm sen geldiğinde. akşamın alacasında mahcup olur güneş kirlenmiş ışıklarını saklar yüzünden karanlık karşılar. karanlık bir dolunay gecesi gibi bütün... kuytuları/kuyuları... kabil tövbe eder bir daha nemrud saplar okunu yüreğine firavun sulara gömülür yeniden sen geldiğinde. resmi törenlere bulaşır renkler. kokular yüksek rakımlı yaylalara ve çatlar toprak ayazından soğuğun baharın göğsüne düşer tohum ve filizlenir -yar/ın yağar üstüne umut/ıslak ki büyür bebekleri g-özlerinin sabırla bekleyen yüreklerin…. nehirler taşar dağlar yürür ve azalır dünyadan kötülük... sen geldiğinde. yalın ayak koşar çıkmazlarında sokağın Beyrutlu bir çocuk. saçlarını yolan bir adamın acı bir tebessümü düşer yüzüne Gazze de. yeniden kurulur Bağdat. yeleleri savrulur şama giderken dört nala kısrakların ki yarım kalan dövmesini tamamlar gözü yaşlı kadınlar Mardinde sen geldiğinde. Tahrir kurtulur. yolları kardan kapanmış köylerde gaz lambaları eşliğinde duvardaki gölgeleriyle oynar bütün çocuklar sen gel/diğinde. dünya diz çöker aşka. ve aşk pelesenk olur dillere hu…hu… (...) |
eros'un okları saplanır yeniden sevgilinin yüreğine...
spil dağı eteklerinde yeniden akar neobi'nin matem dolu yaşları.
tebriklerim, saygılarımla...