Aze
artık biliyorum
zamanın med cezirlerini esneyen kış günlerini arıyorum kendimi boşluklarda zeki bakışlı bir kuş gibi ellerimi seviyor yalnızlığım ağlayışlarımı tutuyor avuçların zeytin gözlerin eritirdi karları duydum , o yağmur damlalarını düş denizlerini hüzünlü saatlerini öğrendim yangınlar çıkartan sözlerini dinledim ateşleri susturan gözlerini fark ettim kaç parça olurdu güneş gülümsediğinde hangi deniz istemez ki saçlarını ıslatmayı hangi ağaç gölgesi sevinmez ki baş ağrını dindirmeyi artık yağmayacak kar zayıf bedenli güzel el sallıyor sana hayat anlatışların kış soğuklarını ısıttı zannetme ki ölmek yakışırdı sana elbiseler dikilecek kaç mevsim daha alacakaranlık kuşağında duyguların dolaşsa da ziyaret günü gibi mutluluklar dolu yüzün en güzeli , kimse bilmeyecek kar tanesi sesini adın aze zamanlar gezinir düşlerinde elbet ceylanlarla yaşayacak hikayen dillerde … Mustafa kaya 08.03.2013/beylerbeyi |