DELİ KADIN VE DELİ ADAM
"BİR BİLİNMEZDEN MEKTUPLAR" adlı kitabımdan.
DELİ KADIN Deli kadın, umutlarımı da alarak gelmiştim sana. Ne güzeldi, geldiğimi hissederek bana kapıyı açman, Hoş geldin diyerek boynuma sarılman, Deli adam, deli adam diyerek, parlayan gözlerle tebessümler saçman. Deli kadın, şimdi dönüş yolundayım. Dört kısa günün ardından, ikimiz de gergin akşamdan, Zaman ne acımasız! Dönüş vakti yaklaşıyor şimdi. Saati göz ucuyla yoklarken, yelkovan yarışa girmiş gibi koşuyor, koşuyor ve seni alıp götürüyor ömrümden. Anlatmak isteyip te anlatamadığım o kadar çok şey vardı ki dört güne dair. Ama kelimeler boğazıma düğümleniyor, gözlerim doluyordu. Bir an dört rakamına takıldım. Belki de dört rakamının hayatımızdaki önemini kavrıyordum. Bende bu duyguları yaşatan, sana ilk gelişimin dört günle sınırlı olması, son gelişimin dört günle sınırlı olması, otobüsün hareket saatinin on dört olması ya da doğum günümün on dört şubat olması gibi. Ve bunların hiç biri düşünülerek planlanmış olmadığı gibi. Deli kadın, ben sadece sana geldim umutlarımı da yanıma alarak. Şimdi dönüş yolundayım. İşte ayrılık vakti! Gelirken tüm umutlarımla gelmiştim. Şimdi yalnızlığımı alıp ta gidiyorum. Diş fırçamı unuttum sanma. Onu ben bilinçli bıraktım sende. Ve dönerken; umutlarım en güzel hediyemdi, taçlarla süslediğim. Şimdi gidiyorum, sol yanımı sende bırakarak. Yalnız kaldım, Beni terk etti gitti diye düşünme n’olur! Veda vakti; Ayrılırken kapı aralığında gözlerinden kaçırdığım hüzünlü bakışlarınla döndüm. Buruk bir tebessümü sana bırakarak. Deli kadın, gidiyorum işte, dönüş yolunda güneşin batışını izleyerek, bir daha doğmayacak gibi. Gözlerimi bir an kapadım, seni yaşayamadığım günlerime sığdırmaya çalıştım. Çünkü yitik düşlerimi de sende bırakmıştım! Her günün dünden daha güzel olsun aşkım. Gidiyorum deli kadın. Yol boyunca gözyaşlarıma set oluşturamadım. Dilerim senin kirpiklerine nem yüreğine gam düşürmesin Tanrım. Hani bir şiirimde; “garda bekleyenler üzülmesin.” demiştim. Bir daha uğramayacağım diye. Anlaşılan o ki garda bekleyenlerle iyi dost olmam gerekecek. Beni her uğurlayışlarında, “Allah kavuştursun” diye. özlüyorum şimdi. Anlayamadığım; senden henüz ayrılmışken, nasıl olur da özlerim seni? Nasıl olur da yanındayken özlediğim kadar özlerim? Nasıl olur da bir deli kadına aşık olurum delicesine? Her saniyemdesin şimdi. Ben sen oldum sanki. Sevgimde, yüreğimde, duamdasın aşkım. Seni çok ama çok seviyorum deli kadın. DELİ ADAM Deli adam, her zaman söylediğim gibi, ben duygularımı dile getiremiyor ve içimde taşıyorum. Ancak şunu bilmeni isterim ki; sen gidince bu ev hiç olmadığı kadar büyük geldi bana. Büyük ve anlamsız, sessiz, soğuk! Ve de boş olduğunu, gittiğin zaman çok daha iyi anladım. Seni ne çok sevdiğimi, ve sen yanımdayken ne kadar huzur bulup, mutlu olduğumu da! Yeniden, hatta tekrar, tekrar geleceğini düşünmek bana güç veriyor, yaşamı daha bir anlamlı kılıyor. Bu sabah banyoya girdiğimde; bende unutmuş olduğun diş fırçan’a; "ben, onsuz çok sıkılıyorum, söyle hemen gelsin " diye usulca kulağına fısıldadım. Biliyor musun bana; “hiç üzülme çok kısa zamanda tekrar gelecek” dedi. "hem de çok yakında." Sevincimi, mutluluğumu görmeliydin deli adam. Beni bu mutluluktan mahrum bırakma olur mu? Olur da bir gün çıkıp gelmek istersen, bana haber verme olur mu? Sürprizleri severim bilirsin. Böylece geldiğinde kokunu hisseder, zile basmana gerek kalmadan kapıyı açar, sarılırım boynuna, Öperim doya, doya! Seni çok özledim bir an önce gel olur mu? Seni çok seviyorum hem de çok deli adam! Efkan ÖTGÜN |