MATRUŞKANIN EN KÜÇÜĞÜ
MATRUŞKANIN EN KÜÇÜĞÜ
Matruşkanın en küçüğüydüm o zamanlar Tuvalet aynasının önüne oturup; annemin en kırmızı rujunu sürerdim süslenirken tabureden düşüşümden belliyiydi Aşkın düşkünü olacağım Bonus saçlarımla ve bembeyaz dişlerimle pek uyumluymuş siyah önlüğüm Alfabeyi ve sayıları en geç öğrenmişim; aklım oyunda olduğundan Elif ba dan sınıfta kalmışım, kaçıp kaçıp da parka dalışımdan Anlamını bilmediğim duaları ezberlemeyişimden sopa yemişliğim de çok olmuş En iyi sevgiyi ezberliyormuşum o günlerde O koca adamların adamlıklarını böyle görüyormuşum. geçerdi kapı önlerinden pisliklerini dökmelerinden anlardım, ezan vakti koyun sürüleri gün batımı; dönüşünü gösterirdi süt kokulu küçük adamdın, ardına takılırdım da bayır çıkardık; oynarken deh diye peynir ekmek yeme saatinde takmıştın koluma o tahta bileziği öfkenin ve kurşunun at koşturduğu vakitlermiş onlar varlığımızın fark edilmeyişi bundanmış seninle sevgiyi ezberliyormuşum... hiçbir çiçek geri getirmeyecek o ilk papatyayı yıllar geçti üzerinden hiç olmayan ilk öpücüğün en çok zıplamak istediğim zamanlardı dizlerimi kavuşturup hanım kız olma zamanı yanlarında oturup anlamadığım dedikodularını dinlediğim onlardı küçük kadınlığımı çaldıklarını bilmezlerdi o büyük kadınlar… matruşkanın en küçüğüydüm, sevmeyi öğreniyordum… E.MÜJDECİ |