Mektup
İzmir kokulu mektubun geldi,gözyaşlarımı tutamiyorum,
Mavi şehirin havasından suyundan bahs etmişsin, Annemden babamdan haber istemişsin,bilmiyorum, Gül yüzlümden neden haber yok arkadaşım. Gül yüzlünden haber versem üzüleceksin, Belkide gül yüzlünün yüzüne tüküreceksin, Söz ver bana buraya gelmeyeceksin, Ozaman belki de gül yüzlünden haber beklersin, Mektubun gelince kahr ettin yaralı gönlümü, Üzüntüden göremiyorum artık önümü, Doğruyu yazacaksan yaz,yoksa göremesin yüzümü, Gül yüzlümden neden haber yok söylermisin, Şimdi doğruları yazıyorum iyi dinle, Burdan giderken başkasına verdin kendi elinle, Çok üzüldü,kahr oldu,gördüm kendi gözümle, Sen dönmeyince,gülyüzlün gitti yad ellere, Senin kaleminden dökülenleri,sende okurmusun, Bu nasıl muamamadır arkadaşım,sonucunu bulurmusun, Yoksa sen şaka edip benimi kuturtursun, Gül yüzlüm nasıl gider yad ellere, Dost doğruyu,lakin acıyı söyler bilirmisin, Bilirimki şimdi sen sinirden tınaklarınıda yersin, Tktiri illahidir oldu bitti böş ver gitsin, Gül yüzlün çocuk anası oldu yad ellere, Can arkadaşım dayanamam gayri ben bu acıya, İçimden sillah sıkmam geliyor,bu akılsız kafaya, Gül dikensiz,ben gül yüzlümsüz neye yarar bu dünyaya, Benden haber beklemeyin,dönmem artık Bornovaya, Yazan Mehmet Kılıçel ve Erdal Bulut 1994 |