İDAMGece, bir kanun taksimiyle girerken hicazkâra, Ay ışığı, mavi mavi parlıyordu saçlarında. İnce bir rüzgâr esiyordu eski bahçelerden, yasemin yasemin, Ellerin üşüyordu belki, ürperiyordun Ve boyasız dudakların giderek kızıllaşıyordu... Sonra, Ay, bir bulutun ardında peçelendi, Saçlarındaki mavilik, dudaklarındaki kızıllık kayboldu. Hicakârdan şarkılar beklerken Taksim, susmuştu erken... Ben, sigaramın dumanından bir darağacına asılmıştım, Gözlerin, boynumda ilmiklenmişti, çırpınıyordum Ve çok uzaklarda, başka gecelerde Hicazkâr şarkılar söyleniyordu, duyuyordum. Îdamlar, hep gün doğuşunda yapılır diye bilirdim, Oysa ben Ay ışığında îdam edildim... Ünal Beşkese |
Îdamlar, hep gün doğuşunda yapılır diye bilirdim,
Oysa ben
Ay ışığında îdam edildim... "
Tebrikler, bu final güzel şiirinize çok yakışmış.