இܓ♥SALLAMA YÖNTEMİ İLE STROCK '' GÜL '' ;) இܓ♥Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ♥இܓ YÜREĞİYLE KONUŞMAK ♥இܓ ♥இܓ İlkokuldan beri soru sormaktan korkuyordum. Soru sormak, korku dolu bir rüyaydı benim için. Arkadaşlarıma dahi soru soramazdım. Bütün cesaretimi toplayıp ilk soruyu sorsam bile, ikinci soruda pes ediyordum; çünkü sorularımın çoğu cevapsız kalıyordu. Soruların cevabını bilsem de heyecanlanıyordum. Kalbimin ritmi, dilimi kenetliyordu. Ya bilemezsem, ya yanlış bir lâf edersem, bütün sınıf gülmez miydi? Ne soru sorabiliyordum, ne de heyecanımı yenip soruları cevaplayabiliyordum. Susmakla, konuşmak arasında bir türlü karar veremiyordum. Benim yerimde kim olsa, içine kapanırdı. Çelişkilerimi içimde çözmeye çalıştım. Derken, altıncı sınıfa başlamıştım. Başlamıştım başlamasına ama artık tamamen bir “tat”tım. Yani tek kelime söyleyemez oldum. Başlarda insanlar utangaçlığımdan konuşamadığımı sanmıştı; fakat bal gibi konuşamıyordum işte. Konuşmak isteyip de konuşamamak ne denli zordur, bunu benim gibi "tatlık" geçirenler bilir. Yüreğinle konuşur, yüreğinle dertleşirsin. Ağzından tek kelime düşmez ve seni her yerde "tat" diye çağırırlar. Kimse "Bedia" demez olur. İsmin unutulur. Buna sen de alışırsın. "Tat" dediklerinde sesin geldiği yöne bakarsın. Gerçek ismin olur bir bakıma. Sonra okulumuza Münire isminde bir öğretmen geldi. Resim öğretmenim oldu. Aynı zamanda amatör tiyatrocuydu. Ders bitimlerinde tiyatro çalışmalarına giderdi. Bana ismimle hitap ediyordu. Arkadaşlarım "tat" derken o, "Bedia" diyordu. İsmimle hitap ettiği zaman kalbimde kıvılcımlar oluşuyordu. Münire Öğretmen, ismimi bana yeniden sevdirmişti. İlk resim dersinde beni yanına çağırdı. İnsan resimlerinde ağız çizmeyi unuttuğumu söyledi. Kafamı "hayır" anlamında iki yana salladım. Sınıftakiler: "Öğretmenim, o konuşamıyor." dediler. Öğretmen omzuma elini koydu, bana tebessüm etti, yerime oturabileceğimi söyledi. Birkaç gün sonra Münire Öğretmen\’e tiyatro çalışmasına giderken rastladım. Başımla selâm verdim. Yanıma kadar geldi: - Nasılsın Bedia? diye sordu. Sorularına jest ve mimiklerimle yanıt veriyordum. Benimle tiyatro provasına gelir misin? demişti. Tereddütsüz başımla onayladım. Salonun seyirci koltuğunda bir ben vardım. Münire Öğretmen ve arkadaşları sahnede çalışıyorlardı. Münire Öğretmen\’in kimi yerde yaptığı espriler beni güldürüyordu. Arada suflörün söylediklerini kaçırıyor, rolünü yarıda kesiyor, bana sahneden lâf atıyordu: - Seni görünce rolümüzü şaşırdık küçük hanım, diye takılıyordu. - Gel bakalım bir de sahnede ol, dedi. Sahneye çıktım. Sahnede iki üç tur attırdı. Olmayan seyircileri selâmlattı. Bu işten çok hoşlanmıştım. Bana uygun bir rolü olduğunu söyledi. "Oynamak ister misin?" deyince dünyalar benim oldu. Sahnede yapacağım şey, heyecanlıymış gibi gelerek anne rolündeki bayanın elinden tutup, söyleyebilirsem: "Anne koş kapıda biri var!" demekti. Konuşmayı beceremezsem, anneyi evin kapısına kadar götürecektim. Tiyatronun sahnelenmesine iki ay vardı. Öğretmenim konuşamadığımı bildiği hâlde beni sahneye neden çıkarıyordu? Her gece ağlayıp kendi kendime dua ettim, konuşabilmek için. Şimdi konuşabilmenin tam sırasıydı. Konuşma denemelerim işe yaramıyordu. Ne zaman konuşabilecektim, dualarım kabul olacak mıydı? Kafamda bin bir soru tur atıyordu. Tiyatronun sahneleneceği gün gelmişti. Bende herhangi bir değişiklik yoktu. Kalbim gümbürdeyip duruyordu. Münire Öğretmen, heyecan durumumu sordu. Elimi kalbimin üzerinde oynatarak heyecanımı anlatmaya çalıştım. Bana: "İster sahnede konuş ister konuşma. Rolünü iyi oynayacağına inancım tam benim." diyerek moral verdi. Okulun çoğu, izleyici koltuğundaydı. Tiyatroda rol aldığımı bilen kimse yoktu. Heyecanıma ve ayaklarımın titremesine rağmen sahneye yürüdüm. Beni sahnede görünce herkes kahkahayı bastılar. O kahkahalar içinde rolümdeki cümleyi söyledim, yalnız bir farkla: "Anne dışarıda bir yığın gülen insan var!" diye. O cümleden sonra susarak geçirdiğim zamanlara inat hep konuştum. Zamanında "tat" diye çağrılan ben, şimdi bir yerel radyoda dinleyiciler tarafından ilgiyle takip edilen bir programın sunuculuğu yapıyorum. Ve hepsinden önemlisi artık başkalarını engelleyerek veya başkalarıyla alay ederek yaşayanları çok ciddiye almıyorum. Onlara, dürüst ve mert olmayı öğretecek bir sevgi meleği ile bir an önce karşılaşmaları için ALLAH’A DUA ediyorum.♥இܓ♥இܓ♥இܓ *GONCA ARŞİV * ♥இܓ Çok Hoşuma Gidiyor (illerimiz) ♥இܓ - Bedia AKARTÜRK ♥இܓ- YouTube ► 5:04► 5:04 www.youtube.com/watch?v=7K8_4kehlK0 o 8 Nis 2008 - hewallord tarafından yüklendi millet sanatçı görsün bee sesinden hiç bir şey kaybetmemiş öyle herkez gibi playback yaparak söylemiyo canlı ... ***♥........இܓ......♥..... ************•ƸӜƷ• ***********(((◠‿◠))) ***********..>’)(’<... ♥ ♥இܓ DUALAR OLSUN YAĞMUR YAĞMUR ;) ♥இܓ Selâm ‘’Merhaba’’ ile başlar, Gönülde yaşanır ‘’AŞK’’dostlar Kalpten kalbe gider bu yollar GüL kokuludur tebessüm anlar Veddua ile biter güzel SONlar ;) ♥இܓ *Veddua*♥இܓ Önemli Not : ŞAİR BENim ŞİİR BENim KİME NE ;) இܓ♥* இܓ♥ Ustaya yer açıp.. இܓ♥ var ise yüreği kalbi darp eden şiire bir sebep al sana neden arada yine de mesafe bırak bulmuyor şairlik her daim beden ustaya yer açıp öte kayılsa ilahi yeti şart insan ayılsa manzume yazanı şair sayılsa kesinkes ehlidir rahmetli deden. இܓ♥ ŞAİR CAN im Özledik SENi bir SES ver ;) இܓ♥ ♥இܓ Gül Yapımı - ♥இܓ YouTube ► 5:08► 5:08 www.youtube.com/watch?v=2XkwoAN53XU o 1 Ağu 2011 - Onur 1989 T.C. tarafından yüklendi Gül Yapımı .... One Stroke Painting. ... Ahşap Boyama Yapımı- KO-MEK Ahşap Boyama Usta Öğreticisi Müzeyyen Ertuğ koşar - Duration: 4:29. |