SENMİYDİN
Güneş karanlığa doğduğunda;
Gecenin mahremiyetine daldım. Koca kütleli yağmurlar vardı. Neşter kadar keskin rüzgar. Ezan’ı kendisine okuyan Minareler, Nedensiz kalmış iki ayaklı düşünürler. Yalnızlığına kızgın sığ deniz, Üzerine basıla basıla çatlayan taş, Gelip geçen yolcularla dolu durak Bir kaç kedi, birde köpek. Daha bir çok şey, canlı ve cansız... İşte tamda bu vakitler Kısık ve mahmur bakışlı bir çift göz. Gördüğüm bütün aykırılığa, Aykırı İlk kez işittiğim bir Nida Aşk, aşk diye, bir biri peşi sıra İkra Dumanı tüter oldu kalbimin. Gözlerinden yüreğine bir yol çizdim. Yalnız bana ait, benim bildiğim. Nutkumun tutulduğu zamansız saat dilimim Korkuyla başlayan bir serüven misali, korktum en başında belki. Sonra baktım, uzun uzuna baktım. Besbelli sonu olmayan bir yol girdiğim Sevmek hudutsuzca, heybemdeki azığım. Sen, sonsuz amelim, mihrabım Aşk’a adını veren senmiydin ? |