ÇINARIM
her anımıza şahit oldun
bebek ağlamalarımı bile duydun anamın ninnilerine karışan babam hakka yürüdüğünde feryat ve çığlıklarımızı da duydun gecenin karanlığına doluşan bir evimiz vardı bıraktık ardımız da konu komşu üzgün anam dul bizler yetim ev perişan kömür kamyonu üzerinde gurbete giderken de gördün sen de ağladın mı arkamızdan hep özledim seni komşun çeşmeyi gölgende ki baba ocağım evimi hiç biriniz çıkmadınız aklımdan geldim ulu ağacım sağdıcım bak anlat bana neler oldu neler bitti kimdir seni benim gibi boynu bükük bırakan hep biçareydi gurbete gidenler seni seven yürekler yaprağın kadar çok selamlarını getirdim uzaklardan |
kömür kamyonu üzerinde
gurbete giderken de gördün
sen de ağladın mı arkamızdan
***
Sayın ATAY eski bir dostla dertleşmişsiniz.
Tekil bir diyalog.
Yukarı aldığım veda sahnesi çok etkiledi...
İlkokulu bitirdiğimde mahallemize bir ortaokul yapıldı. Atatürk Orta Okulu. Ben orta okulu bu okulda okudum.
Okulun yeni olması nedeniyle mahallelinin katılımı ile güzelleştirilmesi meyanında herkes bir şeyler yapıyordu.
Rahmetli Annem bahçe girişinin iki yanına iki kavak ağacı dikmişti.(1960 yılı)
1990 yılında yani otuz yıl sonra okula gittiğimde aynı yerde iki yaşlı kavak vardı. Kavağın ömrünün bu kadar olacağını sanmam ama, ben annemin diktiği kavaklar olarak sizin çınarla yaptığınız sohbet gibi biraz söyleşmiştim.
Güzel bir paylaşımdı tebrik eder saygılar sunarım.