MAZİDE KALDI
Maziden kalan anıları saklardı,
İki katlı kerpiçten evimiz Dededen kalan tek mirasımızdı, İçinde koşuştururdu hayaletlerimiz. Tahta merdivenle çıkılırdı yukarı, Bastıkça üzerine ayaklarımız, Gıcırdardı belli olurdu yerimiz, Gizlenip saklanamazdık hiçbirimiz. Ramazan ayı geldiğinde heyecanımız dorukta, Hummalı bir koşuşturma olurdu mutfakta, Mis gibi kokular yayılırdı ortalıkta, Tekne orucu tutardık sabredemezdik iftara. Her gece ninemin etrafında toplanırdık, Büyük bir merakla masallarını dinlerdik, Gözlerimi fal taşı gibi açıp direnirdim uykuma, Sonra yenilirdim üstüme çöken yorgunluğuma. Misafirler eksik olmazdı hiç bir zaman, Değer verilirdi her konuğa her an, Huu diye seslenip vururlardı kapımıza, Buyur edilirdi güler yüzle salonumuza. Dövme kahve kokusu yayılırdı her yana, Yavaşça sabırla közde pişerdi , Çocuklar telvesini yemek için beklerdi, Büyükler fal kapatma merakında idi. Kalabalık olurduk bütün bayramlarda, Büyüklere ayrı bize ayrı sofra kurulurdu, Menümüzde mutlaka güveç olurdu, Sonrasında parmaklarımızı yerdik adeta. O günler çok geride kaldı şimdi, İstesek de gelemiyoruz bir araya, Hayallerde yaşatıyorum yaşananları şimdi, Geri gelmiyor masum çocukluk bu hayatta. H.Çiğdem Deniz. |