YUH DEDİK
Bir ev açtık Yarengüme Bağlar’da
Edepsizler kol gezerken dağlarda… Şakîlerle hemhal olup sığlarda Kol kol olup gezenlere yuh dedik. “Edebiyat Evi” denmiş mekâna Bağlar semti kavuşmuş hoş imkâna Edebiyat sayesinde erkâna Gelsin taze soluk, coşsun ruh dedik. Söyleyelim doğruları hep bir bir Bundan hisse alsın cümle ekâbir Sonumuz nasılsa daracık kabir Kelâmımız tarihlere mıh dedik. Davetlere icabet bir sünnetti Davet yeri yeryüzünde cennetti Şuarâyı halk kibirli zannetti Biz kibirin devesine ıh dedik. Şuarânın sözü nadir ziynetti Bu mekânda inci mercan kaynattı Hece hece kalemleri oynattı Muhabbetin semeresin meh dedik. Akşam oldu vardık çöktük sofraya Davaz’ın pidesi benzer afraya Tahanlılar tahammülsüz tafraya Hem yedik, hem: “Şekerim var, tuh!” Dedik.. Sonra geçtik kampüsteki salona Tek tek geldi söz dolana dolana Dinleyip de hissesini alana Maksadımız hâsıl oldu hah dedik. Söyleşiriz bizler nice vakittir Atalar da der ki vakit nakittir Hoşa gitmediyse sözler sakıttır* Ayrılık zamanı geldi vah dedik. Belde reisinden akça pîrinden Meclis azasından haber derenden Helâllik diledik cümle yârenden Yeniden buluşmak nasip, eh dedik.. -muhacir bozkurt- Mustafa KÜTÜKCÜ 14.06.2014 – DENİZLİ. *sakıt: Düşmüş, hükmü kalmamış, hükümsüz. |
Hayırlı ugurlu olsun gönül sesin susmasın Allaha emenet olun.