BİR GARİP SEVDAŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir gün sormuşlar ermişlerden birine: "Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar
arasında ne fark vardır?"diye. "Bakın göstereyim" demiş ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da "derviş kaşıkları" denilen bir metre boyunda kaşıklar. Ermiş "Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş. "Peki" demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan. Bunun üzerine "Şimdi..." demiş ermiş. "Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe." Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. "Buyurun" deyince her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, karşısındaki kardeşine uzatarak içmişler çorbalarını. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan. "İşte" demiş ermiş. "Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse o aç kalacaktır. Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz. Şunu da unutmayın: Hayat pazarında alan değil, veren kazançlıdır her zaman..."
Gönül bana, ben gönüle dargınım,
Ne kadar gitsem de, yine bitmez sürgünüm. Unuttum sanma seni, sevdalara küskünüm, Rüzgarın savurduğu, bir garip sevdayım ben... İki fidan soldu, umut ile ektiğim, Sevgiler hayal odu, yeter artık çektiğim. Elinden şerbet oldu, zehir diye içtiğim, Umudun kavurduğu, bir garip leylayım ben... Sen sefayı, ben cefayı yaşarım, Darda olsan, yine sana koşarım. Damla versen, ben kabarır taşarım, Ummanlara sığmayan, bir garip sevdayım ben... Bu sevdalar nerden gelir, nereye gider, Som altın olsam, elinde toz kadar eder. Yine bana kaldı bu gam bu keder, Hasretin kavurduğu, bir garip hülyayım ben... Baharlar senden, kışlar benden sorulur, Birazcık sitem etsem, hemen küser darılır. Bu yürek iflah olmaz, gider dikene sarılır, Güllerin içinde, bir garip fidanım ben... Onsuz olmaz diyorlar, Hasreti biliyorlar, Duydum abdal diyorlar, Böyle bir aşığım ben. Kah üzülür savrulurum, kah sevdanla kavrulurum, Elbet biter durulurum, Bir garip rüyayım ben... Allahım bu sevda bitermi böyle, Bu gönül duymuyor, gel de sen söyle. Sevdalar yalanmış, hayat hep böyle, Göz yaşıyla yazılan, acı bir romanım ben... Nevin KORKMAZ 20.12.2014 05,20 |
Mükemmel bir şiir okudum...
Sevgi, saygı ve selamlarımla, esen kalın…