Kucağımdaki Yalnızlık
Bir lokma ekmek elimde dünümde kalan
Ve burnumda gögüslerinin duru doyuruculuğu Ağzımda kör jilet dilim doğranmakta Kızıla çekmiş kan kokar çıpl/ak tenim Bana yağmur toprağa rahmet doğurmakta nisan Her sonbahar az kahve rengiyle sevişmekteyken Ben yalnızlığı kucaklıyorum şimdi Aklımdaki pistte kelimeler yarışa dursun Güneşin aydınlattığı yanım serpilip boy vermiş Diğer yarısı küs bana yaşamın Sen düşken çokta umurumdaydı yalnızlık Rüzgârın kaçırdığı tütün kokusundaki aşk gibi Kucağımda yalnızlığım Ay ç/ağlayan gibi dök/ülüyor geceden Köpük köpük hır/çınlaşan dalgalara Ve açıp kıllı gögsümü hapsetmek geliyor içimden Terk edilmiş bir koyda sandalım aşk korsanıca Cesedimi girdaplarına sarıyor bermuda Kucağımdaki yalnızlığı kullanarak Simit müptelası ayyaş martı ihbarıyla Atılıyorum Hiroşima’ya suçsuz insanlığımla Çinko damlarında atom parçaları şehrimin İn cin top oynuyor çocukların yerine sokaklarda Tarihten evvel kelp sesleriyle irkiliyor usum Gölgemden önce kaçıyorum kendi kendimden |
Alkışlıyorum güçlü kalemini
Yüreğine sağlık
____________________________Selamlar