Araf
Sevdim!
Yüzümü kara bir gölgenin Bentlerinde suladım/ Erken soldunuz Avuçlarımda zaman/ Sermaye yazıldı sözler Etimi çaldığınızdan beri Aynalar kırık Görünmüyor gözlerim Dudaklarım eksik Kirpikler kuru Geniş bir namlunun Köşeleri namus/ Dili acı türküler Araf’a keşkeler Ağzım… Sarı mandolin bakışlı çocuklar Duvara süslü ölüler çiziyor Teşnesi kırık kadın Yüzünde gün telaşı Dilinde ucu sönük Er koşmaları/ Tükenmişlik ayini Sevmeyi beceremedim Adı aşk denen bencillik Tortusuna iniyor tenin Nefesim nefesindedir Sıcak yaraların/ Gitgide bitiyorsun içimde Çılgın alevin demlerinde Bir oluyoruz/ Seni yazıyor saatler Sonu gelmiş kitapların Can ayracına… Boğazıma dizili veda vuslatın Kalbimde yeşeren çiy gibiydi Kuzgun sevinçler… Söz sende hiç; Bende kötü bir duruşun Vesikalığı/ Umursamaz gecelerin Yaşlı yastıklarında yüzüm Her sarılış sen Her diriliş Araf Keşke gölgemi gizleyecek Duvarlar olsa/ Senin mezarlığında Sonsuza… |