ÇAKALLAR ASLAN OLMA YOLUNDAArtık yolun sonundayım yaşamın son anlarında Bildik tanıdık tüm dertlerin bitiği yerdeyim Yüreğimde vurulmuş son hançerin yıkıldığı yerdeyim Umudumun beyaz kefene sarıldığı andayım Katarlar oluştu ardın sıra beynimin benliğimin ardında Tüm vagonlarım hüzün keder dert yüklendi İnsan olarak baktığım canlılardan aklandım Yürekleri taşıyan et yığınları oldular gözlerimin önünde Bitmek tükenmek bilmeyen yalan dolan ve istekleriyle kavruldum Doğru bildiklerimi unuturdu bana yalan yüzler Çıkar menfaat ve kendi isteklerinin tatminine gitiler Bunu yaparken beni bu günümden dünümden etiler Oysa yaşam bu dildi yaşamak bununla sınırlı dildi Koca bir dağ iken çakıl taşlarına madara olu verdim Hoyratlığımı aldılar çaresiz ve yitik kaldım akan zamanın karşısında İdam ettiler beni benim gözlerimin içine baka baka Tutunduğum doğru bildiğim ne varsa alıp götürdüler Umutlarımı zemherei karanlıkta meze yaptılar Varlığıma aldırış etmeden gülüp geçtiler Tıpkı bir fahişenin edasıyla Öfkem sığmıyo artık benliğime Yüreğim ezip yakmak yıkmak istiyor bendini Elim sırtıma vardıkca çakkalara uzatılmaz namlu diye Yıkılır yüreğim doğrulmaz güneşe karşı Adam adam olursa adamlığıyla hayata bağlanıyosa Etrafında çakalar sürüsüyle yaşama bağlanamaz Yitik olur be derman bulmaz... Bulunmaz hal çaresi çakkaların sofrasında Hoyratlığımı kaldırdım aslan iken kediye dönmemi dilediler Hiç aslandan kedi olur mu hiç mertten namert doğar mı? Çakalar anlamaz mertliğin beyliğin adam olmanın ne demek olduğunu Onlar ancak aslanın gölgesinde yaşamayı bilir Onlar ancak dağların eteğinde çakıl taşları olur Onlar an çak bir yosma edasıyla gülmeyi bilir Onlar yaşadıkları mekanda aslandan geriye kalanı isterler Ve onlar sadece sürünerek yaşam sürdüren çakal takımıdır…! |