BANA MÜSADEŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şiir bir düşüncenin ifadesi değildir. O, kanayan bir yaradan veya gülümseyen bir ağızdan yükselen bir şarkıdır... Diyor Halil Cibran Bana Müsaade şiiri, gönül yarasından bir damla kan, sevdadan bir iz barındıran mükemmel ötesi bir şiir. Gönül yaramızın verdiği ağırlıkları ifade eder ağırdan Müsaade istemek, kenarı kırık, boşalmış bardaklar gibi, kırılmış umutlarımızın feryadıdır boşları toplatıp bana müsaade demek. Gönül yaramızın pansumansız kanamasına izin vermektir efkarlanmak, gönülü mateme salmak. Zaten pansuman istemediğimiz için müsaade isteriz, gitmek için. Kim anlayacak ki yaramızdan, içimizdeki yangının küllenip küllenip daha şiddetli alevlenmesinden, oturup kalmak istemeyişimiz bundandır. Bana Müsaade deyip gitmek isteyişimiz bundandır. Çayı yudumlarken, gözlerin uzaklara dalmasını, göz görmediği için sevgiliyi, akciğerin bir sigara daha istemesini simgeler, bana müsaade demek. Ruhunda oluşan depremin enkazından sağ çıkmanın verdiği şaşkınlıktır müsaade istemek. Yağmur akıtamadığımız gözyaşıdır, bedeni sadece uyku yatıştırır, ama mantıkımızın kavramakta zorlandığı o garip ruh halimizi, beynimizin içindeki savaşı hiç birşeyin yatıştırmayacağını, kendimizden müsaade alamayacağımızı biliriz, bir nevi avunmaktır başkasından müsaade istemek. Şarkılarda içimiz yansın, sabahlara kadar sandalyelerde, dostun omuzuna yaslanıp sevgiliyi anmak isteriz, bunların hepsini yapmak isteyip yapamadığımız için bana müsaade deriz. Kendi kendini kandırmaktır da müsaade istemek. Gönül gözünün körlüğünü, dertleri demleyip demleyip içmeyi, sevgiliye hasreti yatıştırma isteğinin önüne geçilmeyeceğinin ifadesidir bana müsaade demek. Kendimize acımamız yoktur, bir belkinin verdiği umutla, sevgilinin sokağından geçmek için bana müsaade deriz. Hasret kokunca her yanımız, içimizdeki yangının külleri ateşlenir, alevlerin ruhumuzun en derinliklerine kadar varacağını biliriz, kendimizi aldatmaya çalışsak bile, Gönlümüzü aldatamayacağımızı bildiğimiz için, bana müsaade deriz. Keşkelerimizi, umutlarımızı, yorgunluğumuzu, sevdamızı cebimize koyup hayatın yokuşlu yollarında, tekrar yaşama dönmek için, bana müsaade deriz. Sevgiliye hasreti, aşka kızgınlığı, lugatımızda kendimizi ifade edecek kelimelerin bulunmaması, gönlümüze söz geçirememenin verdiği çaresizliğin ifadesi, Sevgiliden daha çok evim bildiğim, hiçbir yerim olmadığı için... Gidiyorum usta, bana müsaade... Kalkıyorum artık ben ağır ağır, Gidiyorum usta,bana müsâde. Toplasın boşları,garsonu çağır, Gidiyorum usta,bana müsâde. Baksana oturup kaldım bu akşam, Gönlümü mateme saldım bu akşam, Efkardan payımı aldım bu akşam, Gidiyorum usta,bana müsâde. İçtiğim çay zehir geldi neyleyim ? Tütün ciğerimi deldi neyleyim ? Ruhumda depremler oldu neyleyim ? Gidiyorum usta,bana müsâde. Dışarda hafiften yağmur atışır, Bu beden sabaha anca yatışır, Kafamda sanki bir ordu çatışır, Gidiyorum usta,bana müsâde. Çaldığın şarkıdan içim yanmadan, Sohbete,kahveye,çaya kanmadan, Sandalyeyi yatak,yorgan sanmadan, Gidiyorum usta,bana müsâde. Gözlerim etrafı zaten zor seçer, Gönül çay yerine dertleri içer, Yarimin sokağı,yol ordan geçer, Gidiyorum usta,bana müsâde. Hisseder bu gönül,kaçın kurası, Buram buram hasret koktu burası, Yollara düşmenin geldi sırası, Gidiyorum usta,bana müsâde. Erdal SARIGÖZ 15-Aralık-2014 İSTANBUL |
Güzel bir 11'li hece okudum ve dinledim
Tebrik ederim efendim.
Saygılarımla