kendi kendince
tedirgin yaklaştı otobüsün kapısına,
bir şeyler söylendi şoföre dili döndükçe, içerden ne dedilerse kızdı bağırdı, savurdu elini, küstü belki kendi kendince, aman vermeden yağıyordu, rahmet, çıkamadı kaldırımdan azcık yukarı, sırılsıklam oldu gene de aldırmadı, yürüdü tekerleği kenardan döndü kendince, eğdi başını, elinin tersiyle sildi yüzünü, tutamadı, karıştırdı gözyaşına sözünü, şöyle etrafa baktı kısaraktan gözünü, "ibret alan var mı" diyordu kendi kendince, boyun büktü, yumruğu şakladı dizinde, sitem zaten eksilmedi hiç dilinde, keşke yıkma yetkisi olsaydı elinde, dümdüz ederdi dünyayı, sövdü kendince, beddua etmez her şeyi kaderden bilirdi, sağlam olsa bacakları elden her iş gelirdi, yoktu yaşam hevesi, sonralarda belirdi, yaşamaya çalışıyordu işte böyle kendince, tuttum arabanın kolundan çektim yukarı, daldım, görmedim ben de su dolu çukuru, belli ağlamıştı, baktı bana alttan yukarı, "sağol" dedi, tebessümle güldü kendince, yedi sene olmuş, başına o olay geleli, kahpe mayın bacaklarını ayrı sereli, duyunca, nişanlısı terk edip kaçıp gideli, vatana borcunu ödemişti kendi kendince, ne ki dedi kuru kuru yutkunup durdum, içime kahrettim, hırsımı sineme vurdum, üzüldüm bu hale içimde mahkeme kurdum, rahatladı anlatıp, döküp içini sustu kendince, elimizi her an uzatmalı, onlar da bizim, öz vatana döktükleri tüm kanlar bizim, ne edilecek var, ödenecek borçlar bizim, elleri taşın altına koymalı kendi kendince, bünyamin diler 1814300914 |