BİR İKİ ÜÇ DÖRT
Bir iki üç dört...
Ve daha bilmem kaç zaman geçecek. Ne kadar sürecek dersin bu gidiş? Ya da nereye kadar..! Senimi avuçlarımdan aldıktan sonra, Daha kaç mevsim geçecek Beli bükülmüş ömrümün üzerinden? Göz bebeklerime yapışanı arar oldum aynalarda. Tenime sinen kokunu. Yarım bıraktığın kadehte kalan dudak izlerini. Biliyor musun? Yıkamadım o kadehi hala. Ama ben defalarca duş aldım Kokunu örten hasret lekelerinden arınmak için. Üzerimde yıllanmış parmak izlerin Tebessümlerime sakladığım çocuksu gülüşlerin var. Beş altı yedi sekiz... Ve daha bilmem kaç zaman geçecek. Ömür şafağımın kaç yılına çizgi çekeceğim? Ölürdüm her halde umudum olmasa. Zili bozuk kapımı yine eskisi gibi çalarsın diye bekliyorum. Evet dönersin diye umudum var ama, Ne zaman ve nasıl bulursun orasını bilmiyorum. Ya sayfa sayfa şiirlerin altında görürsün adımı Ya da sıra sıra mezar taşlarının her hangi birinde. Sekiz dokuz on onbir... Unutma sonu gelmez sayıların. Ama bir gün miyadı dolacaktır ayrılıkların... ___________________________Murat BULUT |