SERSERİ
Sersemin birine rast geldim geçenlerde
Yavuz bir kılıcım olsaydı, olsaydı o an elimde Aklı uçuk biriydi her haliyle belliydi zaten Koparırdım aklımı, en tez elden o serseriden Uyumsuzluk aşikardı; akli dengesi ile gövde hor bakıyordu birbirine. Gördüm Kendinden habersiz yoklamak geldi içimden ceplerini Bir lira on beş kuruş toparladım tamı tamına Yoldan geçen birini de çağırdım: günaha girmeyim, gözetsindi amacım Buruşuk, façasına benzer bir kaç kirli kağıt, güçlükle okunan aşka dair yazılar gözüme battı Serserinin cebinden güç bela kurtarabildiğim pis kokulu o kağıtlarda. Pis koksa da neyin nesi olduğunu bilmediğim adam Sonuçta bende bir insandım; doğrusu acındım. Saçı şilkeme batıp çıkmıştı sanki Aşktan sevmekten söz ettiği, yarım yamalak tümceler dökülüyordu çarpık dudağının bir ucundan:Bit kokulu adamın Şarapsı renk, burun kökünü sağır eden kokular sinikti; oturduğu, yaylandığı yana yöreye: taşa toprağa, ellerine, yüzüne hatta, sözlerine bile. ’Kim inanır, kim takar sen gibi serserilerin ayyaşların sözlerini’ dedim kendime Kim inanır senin aşkına sevgine Eli karşıkini arıyordu sürekli; köreltmişti Yaşadığı bu derbeder hayat üstelik. ’Uzaklarda ama...tanır mısın? Kokusuna benziyorsun da ondan sordum...’ Demez mi serseri; kolum kanadım kırıldı, düşüverdi sanki Neyse ki toparladım: yine de çok eskilere gittim geldim Şehrini sormak geldi içimden: sormaz olaydım İyice delirdim, tokat atasım geldi Kendimden utandım, sıkıldım aynı şehirli olmaktan Oyun oynuyordu benimle dinsiz imansız belli ki Ceplerini karıştırdı ilkin, birden aklına ne meret geldiyse durakladı boşta kalan sol elini ceketin astar arasına daldırıverdi Bir an kaçmak kurtulmak istedi canım pislikten, asıl bu sersemden; Unuttum insan olduğumu o saniye Ezik büzük bir menem buldu uzattı, belli belirsiz seçilen bir resim Rezil duruma sokulan resimde ki talihsiz kız bendim. Çirkef bir akıntıya kapıldım sürüklendim Unutmuştum onu, ben sersemdim şimdi. Lisede beni sevdiğini söyleyen biri olmuştu; oymuş meğer Ne diye insanlığım ağır bastı da eğlendim onun yanında Lanetledim kendimi Eski bir arkadaştı, okul yılları doğal olarak tabii Sevdiğini söylemişti, bende aynı anda onu sevdiğimi ikrar etmiştim Demek ki inansam; sürdürseymişim o ikrarımızı Bu rezil serseri ile yaşantımı geçirecekmişim meğer Yine de içim kabardı dayanamadım, neredeyse ağlayacaktım da Şarabına vuruyordu ha bire Avucuna beş liralık banknot sıkıştırdım Hızla uzaklaşırken döndüm baktım Bir elinde boş şarap şişesi, diğer avuç çene altına dayalı Boşluğa, ardımda ki boşluğa bakınıyordu en son ıraktan gördüğüm Yürüdüm, son bir kez daha baktım, ilk köşeden dönmeden İki eli birden göğsünü dövüyordu, sersemler gibi. 07.08.2010 01.30 |