ÖZ
Sana mühürlü kalbimle ağırlaştı bedenim
Ve normalleştim aslında yoktun ya da varoluşumdu varlığın Oysa bir ışık gibi sızıyordun penceremden; hissediyordum Ne yazık ki ben seni toz sevmelerimle ağırlıyorum dolduruyorsun kendini dolu olduğun kadar Ve taşıyorsun gözlerime baka baka dökülen özlemin ağırlığınca düşüyorsun aklıma; içimsiyorum ben seni ölümle/yaşam arasında çizgi kadar sevebiliyorum beni ikiye bölen denizdi zaman ulaşamamak ise kurulamayan köprü kısalan ömrümüzde koşarcasına yakalamak anı oysa her an bir başlangıçtı ve bitiş ise tanıklıktı başka anlara oysa ben seni bitişi olmayan başlangıçlarla sevdim bu evrende hiçbir canlı can değil bana, cansız ve hareketsiz değil hiçbir düşünce sonu yok öznelliğimizin gerçek olmadıkça oysa nesnellik yalan söyler duyu organlarımıza paylaşamıyoruz diye aynı suyu, aynı ekmeği ve havayı aynı güneşin, aynı ayın ışıkları değil mi tenimizi aydınlatan Oysa ben seni düşen yıldızın parlaklığı kadar sevebildim ezberleri savunmaksa kahramanlık, kendimizden kaçmak ise korkaklık kuyuya taş atmaksa delilik ses yok diye türkü söylemezse insan ölümden öte köy pişmanlık Öyle ise ben seni gel-git aklımla gömdüm…. |
Keyif aldım.
Emeğinize, yüreğinize sağlık, kaleminiz daim olsun.
Bu güzel eserinizi bizlerle paylaştığınız için size teşekkür ediyorum.
Sevgi, saygı ve selamlarımla…
Esen kalın…