DÖRT KÖŞE
Alem keyfinden dört köşe.
Ben ise buhranlardayım. Etrafımda taş duvarlar dört köşe. Kuşların kanadında iken bir zamanlar yüreğim, Sıkışmış şimdi kendi kabuğuna. Dersin sanki küf tutmuş. Neyime isyan edeyim ki bilmem. Kime bağırıp, Hangi ızdıraba baş kaldırayım ? Ayakta durmaya zor yeten gücüm ile, Hangi zindanların zincirini kırayım ? Kaderim ise benim bu çileler, Söyle be gamsız. Söyle hangi enginlerde boğayım ?. Hatta candan bile vazgeçip, Hangi dipsiz uçurumlara atayım ? Dokunduğunda güller açan tenimde kokun yok artık. Canım dediğinde, Pası silinen kulaklarımda sedan kalmadı. Hayallerinle tıka basa dolu odamda, Güneşi kıskandıran gülüşünün yankıları eksik. Hani bir zaman iki beden tek yürektik. Aşkımızın kitabını yazan mavi kırmızı mürekkeptik. Korkuyorum gülüm. Bugünlerde her şeyden korkuyorum. Hem geçmişimi, Hem de kurduğumuz her hayali sorguluyorum. Ne kapısını ne de penceresini aralıyorum odamın. Ziyadesi ile fazla fazla olan efkarıma, Yenilerini eklemekten korkuyorum. Çok yoruldum be gülüm. Seni sevmekten, Ya da bedelini ödemekten değil. Ben sadece sensiz kalmaktan korktum. Ve sensiz geçmekte olan kaderime, Küçük gelmekten yoruldum... |