HER ŞEY BU KADAR BASİTher şey bu kadar basit olmamalıydı aslında.. ana rahminden bin bir sancıyla doğarken ölmek neden bu kadar kolaydı bir kurşunla canı veren almasını bilmez miydi? toprak ananın karnını yırtarak nice mahlukat çıktı nice rengarenk çiçekler seyretmek bu kadar güzelken bu bitimsiz sancıyı ayaklar altında çiğnemek neden bu kadar kolay oldu hep. yağmur küskün artık eskisi gibi camları döverek beyaz damlalarını savurmuyor yüzüme kirli bir kahverengi çalıyor dudakları düştüğü yerde bir leke en kirlisinden. güneş şaşkın bir görünüp kayboluyor bulutların arkasına annesini kaybeden ve ne yapacağını bilmez bir çocuk gibi oradan oraya vuruyor sıcaklığını. dünya döndüğüne pişman arada nefesi tıkanıp öksürüyor yer yarılıyor o anda ’kimse yok mu’ diyen insan sesleri karanlığı yırtıyor pişmanlıkla yutkunuyorum biraz daha sarılmak neden dünya malına doğarken de ölürken de çırılçıplakken insan bu kadar keder giyinmek neden? neyi pay edemiyorsunuz diyen çığlıklarım bir dağ yamacından aşağıya düşüyor Mescid-i Aksa ağlıyor orta doğu kan gölü bir çocuk ’kara rengini’veriyor polisin eline rengi yüzünde ölüyor ve beyaz tanrı bir kez daha gülümsüyor. doyumsuz insan aç karnını sıvazlıyor geğirerek ağzı kan kokuyor dişi et. bir ’çocuk kadın’gelinliğini yırtım başına takıyor ihtiyar insanın dudakları kadının gençliğini yutuyor. beyaz tanrı gülüyor ben gülüyorum ya da ağlıyorum belkide gizli gizli göstermeden korku boğazımdan aşağı iniyor tek korkum sıra bende mi? bana dokunmayan yılan bin yıldır yaşıyor hala ben neredeyim bilmiyorum yıkık bir duvar dibinde kurşuna dizildim belkide ya da hapishanede tecavüze uğradım binlerce kez kılım kıpırdamadı soluğumu şiirlerin suretine sürdüm onlar kirlendi biraz daha onlar devrildi harf harf hece hece kağıda ama ben sustum yıllarca. bir bayrak rengine büründüm hülyalı gözlerim uğruna ölünecek zamanı kolluyor biraz da ben ölmeliyim biliyorum biliyorum ki uğruna ölünecek tek şey gözlerimde tütüyor şeref adına. beyaz tanrı gülmekten karnını tutuyor Kabil Habil’i bir kez daha öldürüyor. Ayvazım DENİZ |
Her kelime içinde, bir sır kalan
Yine insan
Yine insan
Ölüm uğruna can, her handan çıkıyor her an
Gözlerime vurulan mir (han) / göç yollarına düşen
Yine insan
Yine insan
Güzel şiirler için teşekkürler
Saygılar, Sevgiler