LAYLAuzun yıllar geçti içimde binlerce fay kırığı artık hiçbir deprem yıkamaz hiçbir ölüm beni öldüremez tanrı çoğul seslerin ilgisizliğine tanık aslımı unuttuğum, devrik günlerin çığlığında gülen aynalar saklar ağlak gölgeleri öpüşümü ah! layla civa gibi akışım kaya gibi duruşum yalan!... rüzgârın dokunuşunu ağaçlara başakların narin boynunu dalgaların köpüren bembeyaz ağzını badanasız evlerin yamalı suratlarını sokak çocuklarının kirli terliğini severdim… severdim işte taşı toprağı koşulsuz şartsız hani sevmekle çoğalırdı ya her şey paylaşmakla güzeldi dünya gül de duy da inanma! karanlıkta göz görmez, yol iz bilmez kuyruklu ruhların, vampir ağızlarında güneş sonunda kıyameti getirdiler layla aşkı içine gömmek ve yalnızlığa koşmak aslanlar gibi baş kaldırmak iffetsiz yaşamın hırçınlığına bir yere kadar bir yere… insan yokluğu ile zenginleşir duygularıyla büyürse çatlamış ruhumdan sızan bu hiçlik bu yangın, yüzüme giydiğim bu acı dağ taş bu dere tepe neden hazan kanıma dokunuyor örümcek ağına takılan kelebek çaresizliği kaya gibi duruşum civa gibi akışımsa yalan! layla yalan!... 07-12-2014 geceningüneşinden |
yüreğe, emeğe, kaleme, kelama bereket
selam ve saygılarımla...