Türküsünü unutan adamYitik kentlerin varoşlarınla uyuttular gençliğim seni Sen aşk yıldızı Ben pergeli kaymış kaldırım delikanlısı Türküsünü unutan adam Saclarını taramayı unutmuş kız Hani kekik kokulu dağlardan indim der gibi Leyla ile Mecnun misali Uçurum kayalıklarda elini uzatan adam gibi Sevgiliye Oysa kaybettim ben seni Erotika patikalarında yürürken Kovboy şapkamın tüylerini çalan Meksikalıya Ben kimim diye sormuşum Yitik kentin varoşlarında Sürünürken pabuçlarım Ah Ergenekon Sana yüzüm yok ki Kaybettiğim sayfalarda tarih mi utansın Ben mi utanayım Ne sen sor Ne benden bir cevap bekle Kavgalarda böldük Kavgalarda yedik sevgimizi Bölüşemediğimiz neydi bu kadar uzun süren davamız Artık çığırtkan bir domuzdan ne farkımız var. Kendi leşini avurtlarına kadar doldurup yiyen Kimliğini unutup, kimlik arayan serseriden, Ne beklersin sen Gençliğim İki bacak arasından geriye bakmasını biliyorsan Yüzünü sakladın Sattığın ruhun kaç paraydı senin Ne farkın var ip cambazından Yitik kentin yıldızları erken söner Dili sökülmüş aşk Vitrin döşeğinde sarmaş dolaş Zevkinden dışkısı yiyebilen etobur yaratıklar gibi Hezeyan gülünden sorma asrın garibelerini Heyhat Utanıyorum kendimden Utanıyorum gençliğim senden Uyanma vaktin gelme dimi Ananın memesi o kadar kirlimi Yoksa ruhu çalınmış ülkede ben mi yabancıyım… |
krimonolojinin zaaflarından faydalanarak
iz bırakmadan
ve fakat
...