BİR KAÇ SÖZ YAMIYORUM SANA Anlaşılmaz Kılmak İçin KendimiTelâşlı Iğıl ığıl akan bir Kasım gecesi sonrası Eli yüzü yıkanmamış bir sabah evvelliydi Bakmıştım fakat hatırlamıyorum saati - Canı Cehennem’eydi zaten vakitli öten horozun- Eli gürzlü mızraklı hafakanların yağmasından Son anda yelkenlerini sıyıran bir uyku nihayetinde Hummalı sayıklayışların kıymıklı kaslarına sıkıştırarak Güç belâ uyandırabilmiştim kendimi Uyandırmamak için kimseyi Çekip göğsüme Ellerimle omuzlarıma sıkı sıkı kenetlediğim Kollarımın arasına toplamıştım tüm bedenimi Bir şeyler devriliyordu Yerle yeksân olan beynimin gurbet şehirlerinde Titriyordum Üşüyor muydum Sırf imlâ olsun Kelime yerine otursun diye Ayağı kaypakça kaydırılan Bir ünlü düşmesi kadar sessiz ve fark edilmezdi Yanağımdaki gecekondu sıcaklığı basan Şelâlelerimin çığıltısı İpe serilmiş soda kokan çamaşır ıslaklığı gibi Kitap sayfalarına asılıydı Katlayarak kaldırdığım tüm kelimelerim Konuşmuyordum Susuyor muydum Sen hâriç Kimseyi kendimden yana bulmadığım doğruydu Ve Yalandı Rakamsal bir aldatmaydı Matematiğin 4 işlem olduğu 0’ın yutan boşboğazlığı 1’in zavallı etkisizliği Koca bir yalan İspatlanarak gerçellenmiş Bütün savların moduydun sen Aritmetik ortalaması alınmış Levhâsız numarasız sokakların Köşe başlarına tutunmuş Münzevî duygusallıkların ortak paydası Bir ben vardım seni böyle ezberleyen Çarpım Tablosu’nu bile ezberleyememişken Ezberliyordum Unutmuyordum Hatırlıyor muydun Dağları dolanan Virajlı sözlerimin tenhâlığına düşürüyorum yollarımı Bilerek Yalın kat Yalın taban Gökyüzünün esmer yanık tenine uzanıyor Alev cenneti gümüşî elleri mehtâbın Güneşin parmaklarına değiyor Uzun ıslak saçları denizin Bir konsol kenarına oturtulan Üzerine tarih düşülmemiş bir resmin Yaldızlı çerçevesinin dışına sarmaşık aceleciliğiyle tırmanıyor Lokavt edilen hâyâlleri bir kadının Direniyordum Delleniyordum Başarıyor muydum |
harika duygular görkemle akmış sayfaya bravo kutlar sevgiler sunarım kal esenlik içinde dost...