SORDUĞUN MU VAR
Heybemdeki efkâr kavurur yakar
Bendeki tufanı gördüğün mü var Her gün gözlerimde bir Fırat akar Yeltenip alo ya sorduğun mu var Kelebek ömrüne eşdeğer tutku Kalp yaralamayı sanıyor utku Dillendiremezsin tutulan nutku Verdiğin ikrardan durduğun mu var Yağladın çıkmazı zorladın demi Kolladın acıyı bol tuttun yemi Güneşte görünmez kıldın gölgemi Saati huzura kurduğun mu var İçtenlik gönlünde bulmazken makam Bahseder sevgiden kesersin ahkâm Sıdkı mı sıyırdım yırtıldı yakam Anlamsız inadı kırdığın mı var İdmansız duygular düşünce küme Hiç uğruna gitti hayaller güme Masumu oynama bakıp yüküme Hıncın defterini dürdüğün mü var Özünde yaşatsan hüsnü niyeti Kayda değer olmaz işin diyeti Katlanır çekersin tüm eziyeti Mührünü olura vurduğun mu var IŞIK güzelliğe yormadın dili Ayrılıktan yana yaktın fitili Görünürde tektin ruhta ikili Aklını vuslata yorduğun mu var Azimet IŞIK 21.09.2014 Saat.09.21 ÇEKMEKÖY İSTANBUL Her gün ayrı balon uçuruyorsun, Zehri bade diye içiriyorsun, Gözünü gözümden kaçırıyorsun, Elini elime sürdüğün mü var?.........Mehmet YAŞ Sıdkı sıyrılmak: birinden (ya da bir şeyden)soğumuş olmak, birine karşı duyulan güven ve inancı yitirmek. Utku; zafer Yeltenmek; yapamayacağı bir işe girişmek, özenmek, heves etmek, meyletmek. |