Hoşçakal AŞK
Güneşe saklan
soğuğun kovalayışında kavramaktan korktuğum soğuklukla doldu biçimini aldı demir sıcağından kahverengi bahçeye yeşil bir tabut indi renk ölümdü kapadım gözlerimi bastırdı baskınlık her yeri görüntüsü sardı tuzla dokundu tutamamak saklanmıştı karararak sana baktığımda kendimi görürdüm delik deşik bir kevgir gibi tutamayan ben akıp gidiyor işte çocukluğumda biriktirdiğim başıboş ve sonuçsuz ... duyuyorum seni bir ağaç gölgesine otur dinlen nolur burdaki izlerine bakarak senin hayallerini görürüm seni anıyorum şimdi seni görüyorum, aynanın sorduğu hiç bir şey yok tehdit ediyor sigaralarım dünyanın tenini bu düşkün iyi niyet bir katil cildinde açan güzel yaralar gibi. kuruyarak güneş bedenimin yerinde bir çığlık o adamın suçuyla bu kadının doğurduğu lanetli bir bebektir aşk... |