GURBET ÇİÇEĞİ II
Suskun bir şehir gibiydi gurbet çiçeği
yüreğinin kalabalığı yüzüne yansırdı hep konuşmaz öylece izlerdi ıslak caddeleri yağmura kapılır aşka susardı kimse bilsin istemezdi yıkılan hayallerini gizlemeye çalışırdı o ürperen bakışlarını o titreyen ellerini… Akşamın ayazı vurunca tenine kızıla dönerdi yanakları dokunmak isterdim korkutmadan incitmeden sarmak isterdim kollarıma aşka olan inancı yüreğinde bitmeden azar azar sevmek isterdim hiçbir zaman gitmeden terk etmeden erkekcesine! ama korkuyordu gurbet çiçeği hem sevmekten hem sevilmekten… Farklı bir buğusu vardı gözlerinin gülüşünü gören yıldızlar ferini kaybeder ay kendini buluta gizler güneş alevini yitirirdi bakmalara doyamazdım tek zayıf noktamdı duman gözleri beni bende bitirirdi… İnceden bir sızı gibi çöreklenince gönlüme bu sevda dayanamaz ağlardım… yüreğim yangın yerine döner kurumaya yüz tutardı gurbet çiçeği oysa ki onu yeniden yeşertmek yeniden güldürmekti tek isteğim bilmiyordu ama oydu hayatımın tek gerçeği… Yalnızlığın verdiği yetkiye dayanarak gidip ellerinden tutmak kollarıma sarmak isterdim ah gurbet çiçeği kaldırım kelebeği bir günlük bari olsa konaklasaydın gönlümde ben ki aşk sarhoşu biriyim kimine göre zırdeliyim anla be güzelim bugün de efkarın en dibindeyim… Eskimeyen şarkı gibi dilimden düşmeyecek adın elveda gurbet çiçeği… yine geldi çattı acımasız veda vakti sen ki gerçekleşmeyen gayem sen ki hiç bitmeyen hikayem sen ki benim son sözüm sen ki yarım kalmış şiirimsin beni kollarına hapseden gurbet kokan şehirimsin… 13.11.2014 [E.Y] |
hem sevmekten
hem sevilmekten…
Çok güzel bir şiirdi tebrik ederim...sanırım bu dizeler hep aklımda kalacak