yaralı kentin esir çocuklarıCepleri delik bir geçmiş ve hiçlik sorgular ruhları Ağlayan güllerin yaprak dökümünde mevsim Issız taş duvarlarda figüran çocukluğumun resmi Parmak uçlarımı yakan izmarit düşlü zaman Biz yaralı kentin esir çocukları Fabrika dumanlarına yenilen gençlik Kafeste sekiz köşeli kasketim durur babamdan yadigâr Kaşları devrik gülümser sessizliği ısırgan kadar yakıcı Zamanın sarnıcına takılır kayıp kentin güvercinleri Kanatlarına kıstırılan sevda pusulası dökülürken Bir kadının yalnızlığı acıtır gecenin döşünü Yüreğine fabrikanın isi çökmüş sevdanın yerine Yaralı kentin esir çocukları lal kalan baharda tutsak Ahh ökçeleri delik tıpkı cepleri gibi Duyuyor musun yaralı turnaların kanat sesini Kanatlarında devrik cümlelerden sızan bir tutam hayat mahmudiye düzkaya |
yorumunuzu yürekten kutluyorum saygılar