Saatler Dururdu BakışlarındaAdını nehirlerden alan mevsim geçişiydi varlığın İmkânsız düşlere salıncak kurup salınırdım içinde Geceleri yıldızları izleyerek ısınan çobandım işte Yalın sözcüklerin kemendini atarak denizlerine Kumun ruhunu sarardı güneş, söz sükûtta üşürdü Hangi sesin günahkâr sepkeniydi yüreğindeki tutku! Islanmış teninin koyaklarında gülüşün sessizlikti Öpüşmeyi unutan dudaklarımızda sözler don olurdu Zamana sır geçiren aynaların matemiydi belki de aşk Acısı gönlümüzde çöreklenen düşlerin hazin biletiydi Çok şeyin kurgusu nikâh kıyardı göğsümüzün harında Avuçlarımızdaki yangın sevişme artığı anların teriydi Ne çok hazdın uyurken göğsümde, tuz fırtınaları başlardı Kurumuş ağaçlar meyveye dururdu, yeryüzü aşk kokardı Geceydi hep sarılışların, sevişince sanki kıyamet kopardı Esmer bakışlarının utkularında mevsimler sürekli bahardı Gönlümün derinliklerindeki hüzündün, notasız şarkılar gibi Yüreğinin doruklarını toynaklarıyla aşmaya çalışan yılkıydım Özledikçe, renklerle boyadığın gökyüzünü çalmaya çalışırdım Ben senin ulaşılmaz doruklarına sevdalı bir Anka kuşuydum Sesin billur bir ırmaktı, uykusuz gecelerimde benliğimi sarardı Çocuklar tutardı yaslı ellerimizden, ansızın bir aşk bizi kavrardı Saatler dururdu bakışlarında, hoyrat bir rüzgâr uzaklara taşırdı Aşkın coşkularıyla yuvarlanırdık, hüzün dilimizdeki tek şarkıydı Selahattin YETGİN |